ARZ EDERİM BAŞKANIM

Mahir dillerde saygıyı, hürmeti anlatan, şöyle bir bakıldığında işin ustaca yapıldığından emin olunan güzel bir sunuş cümlesidir “ARZ EDERİM”

İki şekilde kullanılır; “indira gandi” yapanlar ve yapmayanlar. İşini masumane bir şekilde doğru yapanlarda ise, bağlılığı, sadakati görürsünüz. Emre amade, “ben eminim siz de emin olun efendim” derler… Talebinize arz olmuştur. Etmeseniz de olacaktır... Saygının en yüksek seviyesinde, size arz edilmiştir, hazırdır.

Ambalajından yeni çıkmış mis kokulu kahve çekirdeğinin tazeliğinde... İncelenmiştir. Hassas sarrafların tartısında... Arz ederim... Efendilere sunumdur. Saygının vücuda gelmiş, kelimelere bürünmüş halidir... Sahici, inandırıcı. Afiyet bildirir. Biraz da resmiyet... Yüce makamlara saygıyla arz edilir...

Öyle olması gerekir. İşini doğru yapan, hesapsız, kitapsız, emin ellerde, dürüst insanlarda hal böyledir... Kırk değil, bir tilki yavrusuna dahi rastlayamazsınız…

Bir de indira gandi arz edicileri var ki menfaatperestliğin Nirvanasına ulaşmış, kabir sineklerinden bile daha çok bekleyen umarsız kitlelerdir… Hele hele feleğin çemberinden geçmemiş bir başkan varsa karşısında, “başkanım arz ederim” ile karşısındaki başkanın egolarını şişirtir, tavan yaptırır. Aklını başından aldırır. Başkana ‘’Ben neymişim’’ dedirtir. Koltuğunun altları iki karpuz varmışçasına kabardıkça kabarır. Aynı karafatma hindileri gibi....

Arz ederimcileri arz ederim; Gazetecileri, televizyoncuları, siyasetçileri, işadamları v.s. sıralayabiliriz kuşkusuz… Gökten yağan yağmur gibi yağdırır başkan! Arz ettiler, “En Büyük başkan Bizim başkan” dediler ya gari... Verdikçe verir, kayırdıkça kayırır arz ederimcileri...

Peki, bu kadar yağdıran, yığdıran başkan, siz sanır mısınız ki kendi bilmez indira gandiyi? Vallahi, hamuduyla götürür. Sistem kurulmuş, düzenek işler… Oysa bilmez ki, bu paraların halkın parası, yetim hakkı olduğunu.. Her şey günlük güneşlikken, kendi dünyalarında başkan ve arz ederimciler için...

Ansızın “devlet baba” çıkagelir. Önce emniyetin şefkatli kollarında, sonra adliyenin ıssız koridorlarında, sonra da dinlenme tesislerinde gözlerini açıverirler, başkan ve arz ediciler. Ve yukarıdan şöyle bir ses gelir, kulakları doldurur dolu dolu...

“MEKÂNIN SAHİBİ GELDİ”, “DEVLET BABA’”

Kalın Sağlıcakla...