ARTAN TALEP ÜZERİNE ÜRÜN SATICILARI KARGOLARA YETİŞEMEZ OLDU
Gaziantep’in yöresel ürünlerinden olan kurutmalıkların fiyatı salgın nedeniyle yarı yarıya düşerken, kurutmalık satıcıları talebin artmasıyla kargolara yetişemiyor.
Gaziantep’in yöresel ürünlerinden olan kurutmalıkların fiyatı salgın nedeniyle yarı yarıya düşerken, kurutmalık satıcıları talebin artmasıyla kargolara yetişemiyor.
Geçen yıla göre fiyatlarında yarı oranda düşüş yaşanan kurutmalıklara talep kış aylarının gelmesi ile arttı. Geçen yıl bir balyası 30 TL’den satılan kurutmalıklar bu yıl 15 TL’den satılmaya başlandı. Pandemi dolayısıyla kargo satışlarının artması üzerine yöresel ürün satıcıları kargolara yetişemez oldu.
Pandemi sonrası fiyatların geçen yıla göre yarı oranda düştüğünü ifade eden yöresel ürün satıcısı Beşir Tanrıkulu, "Pandemi başladığından bu yana kurutmalıklara çok büyük bir ilgi var. Kuru patlıcan ve kuru bibere rağbet her geçen gün artıyor. Kış aylarının gelmesi ile beraber kurutmalıklarımıza aşırı derecede bir talep oluştu. Türkiye’nin her yerine kargo ile kurutmalık satışı yapıyoruz. Hatta kargolara bazen yetişemiyoruz. Tüm ürünlerimizde yeni mahsul, kesinlikle eski ürün bulundurmuyoruz. Fiyatlarımız geçen yıla göre çok fazla düştü. Geçen yıla göre fiyatlarımızda yarı oranında bir düşüş oldu. Geçen sene kuru patlıcan 30 TL iken bu yıl 15 TL. Kuru kabakların fiyatı değişiyor ama onun da fiyatı yarı yarıya düştü” dedi.
“KARGOLARA YETİŞEMİYORUZ”
Korona virüs nedeniyle kargo satışlarında yoğun bir talep olduğunu belirten Tanrıkulu, “Kargo ile gönderdiğimiz kişiler çok memnun kalıyorlar. Ürün ne kadar temiz ve kaliteli olursa o kadar da talep artıyor. Müşterilerimize kargolarımızı yetiştiremediğimiz için mahcup oluyoruz. Ürünlerimizi genellikle Doğu Anadolu bölgemize satıyoruz ancak son zamanlarda Akdeniz, Marmara bölgelerine de satışlarımız arttı. İnsanlarımız Gaziantep’ten ürün alırken buranın kültürünü de alıp götürüyorlar. İstanbul, Ankara, İzmir gibi illerimizde kurutmalıklara ilgi her geçen gün artıyor. Bu ürün kışın bulunmadığı için yaz mevsiminde güneşte kurutulmaya bırakılıyor. Köylerimizde yapılıyor, şehirde yapılmıyor. Kurutulduktan sonra kışın da genellikle dolma yemeğinde kullanılıyor. Yapımı da çok basit oluyor. Kaynamış suda kurutmalıklarımızı kaynatıyoruz. Daha sonra da kullanıma hazır hale geliyor. Yazın çıkan biber kışın sofralarımıza taze bir şekilde gelebiliyor” diye konuştu.
İHA
İklim değişikliğinin tarım üzerine etkilerini ve alınması gereken önlemleri anlatan Akdeniz Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Orhan Özçatalbaş, “Geçtiğimiz 5 yıl içerisinde Türkiye tarım sigortaları kapsamında çeşitli tehditlere karşı üreticilere hükümet 10 milyar liralık bir ödeme yaptı. Ürününü garanti altına almak isteyenlerin tarım sigortası mutlaka yaptırması gerekiyor” dedi.
Türkiye’de ve dünya genelinde iklim değişikliğinin tarımsal üretimi ciddi şekilde etkilediğini belirten Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Orhan Özçatalbaş, iklim değişikliğinin Akdeniz Havzası’nı fazlasıyla etkilendiğini vurguladı. Özçatalbaş, “1 ile 4 santigrat derecelik bir artış söz konusu. Ancak 1 santigrat derecelik artış bile tarımsal faaliyetlerde önemli sınırlamalara yol açabiliyor” dedi.
Türkiye'den 114 ülkeye yılın 9 ayında 1 milyar 160 milyon dolarlık meyve ihracatı yapıldı.
Antalya Ticaret Borsası (ATB) ve Antalya Tarım Konseyi (ATAK) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, Türkiye İstatistik Kurumunun (TUİK) açıkladığı Ağustos ayı Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi'ni (Tarım-GFE) değerlendirdi. Tarım-GFE'nin Ağustos ayında aylık yüzde 1.39 ilan edildiğini belirten Çandır, “Bu rakam, endeksin ölçülmeye başladığı 2015 yılından itibaren Ağustos ayları ortalamasının (2.00) yaklaşık yüzde 30 altında olmuştur. Uzun bir aradan sonra ilk defa ortalamanın altında bir aylık tarımsal girdi fiyat endeksi düşüşü ilan edilmiştir” dedi.
Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü (BATEM) Müdürü Abdullah Ünlü Toprağın Sesi programının konuğu oldu. Müdür Ünlü kurum olarak sektör ve paydaşlara öncülük etmeyi amaçladıklarını söyledi.
Türkiye'nin tohumculuk sektöründe önemli bir yere sahip olduğunu vurgulayan Akdeniz Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Orhan Özçatalbaş, “Türkiye’nin, tohumculuk sektöründe dışarıya bağımlı bir ülke olmadığını belirterek, aksine ihraç eden bir ülke olduğunu vurguladı.
Çevre Mühendisleri Odası Antalya Şubesi, Antalya, Isparta ve Burdur illerinde Şubat-Nisan dönemi özelinde ciddi kuraklık belirtileri gözlemlendiğini belirerek, kuraklık durumuna karşı alınması gereken önlemleri aktardı. Şube, yağışlarda geçen yılın Nisan ayına göre yüzde 70 azalma yaşandığını vurguladı.
Tarım ve Orman Bakanlığı Tayvan'a nitrofuranlı yumurta gönderildiği iddialarını araştırmak üzere inceleme başlatıldığı açıkladı.
Antalya’da 20 dönüm örtü altı alanda yıllık 50 bin paket tohum üretimi yapan Ziraat Yüksek Mühendisi Ali Uzun, 7 türde 50 çeşit tohumu 16 ülkeye ihraç ediyor. Uzun, “Antalya’da ilerleyen yıllarda seralarda belki de yemek için domates üretilmeyecek. Tamamen tohumluk üretilecek. Çünkü biz tohumluk ürettiğimiz zaman birim alandan 10 katı daha fazla kazanabiliriz. Bunu bugün günümüzde Hindistan başarmış durumda. Sektörümüze teşvik alabilirsek hem istihdama katkıda bulunuruz hem de ülkemizin ihracatına katkıda bulunuruz” dedi.
Antalya’nın Serik ilçesinde sabahın erken saatlerinde seraya giren kadınların mavi yemiş (blueberry) mesaisi başladı. Saksılardan tek tek toplanan mavi yemişlerin 125 gramı 45 liradan alıcı buluyor.
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz