Arap İslam coğrafyası ninni…
Orta Doğu bugün yangın yeri. Orta Doğu bugün istikrarsızlığın, halktan kopuk yönetimlerin coğrafyası. Orta Doğu bugün batıya bağımlı, batılı efendilerinin kuklası. Orta Doğu bugün Batı’nın ya gölgesinde, sömürgesinde ya zulmünde. Orta Doğu bugün Museviliğin, Hristiyanlığın pençesinde hatta Evanjelizm teolojisinin mengenesinde. Ve Orta Doğu’nun ekser devleti ve halkı Müslüman…
***
Bir toplum kendini değiştirmediği sürece Allah o toplumu değiştirmiyor. Bunu yüce kitabımız Kur’an söylüyor. İslam coğrafyası özüne dönecek gücü, direnci ve en önemlisi de bilinci bulabilir mi, sorusu maalesef mevcut durumda iç açıcı bir cevap bulamıyor. Dedim ya halktan kopuk yönetimler, iktidar olup da muktedir olamayan yöneticiler, Batı’yı ağababa olarak kabullenmiş krallar, devlet başkanları…
Seksen küsur yıl önce Nazilerin soykırımına uğrayan Yahudiler, şimdi malum güçlerin de desteğini alarak Müslüman bir topluma soykırım uyguluyor. İntikam alacaksanız gidin Almanlardan alın, desek yerinde olur. Müslümanlar ne yaptı size, yardımdan, kucak açmaktan başka?
***
Suriye’yi işgaliyle birlikte Yahudilere Filistin topraklarında bir devlet kurma vaadinde bulunan İngilizler, planlarını açık bir şekilde uygulamaya koydu ve Müslüman coğrafyanın kalbine İsrail’i mızrak gibi sapladı. Filistin topraklarına çöken İsrail, başta ABD olmak üzere İngilizlerin, Fransızların, İtalyanların, Almanların desteğiyle yayılmacı politikasını adım adım sürdürerek Filistin topraklarına çöktü. İşgal, zulüm, vahşet, soykırım maalesef başta Gazze olmak üzere tüm Filistin topraklarında devam ediyor. Mevcut durum özetle böyle. Nihai hedef, vadedilmiş topraklar…
***
Siyonistler, yaptıkları vahşeti teolojik olarak Tanrı’nın isteğine bağlıyor. İşin garibi ABD’de yönetimi elinde bulunduranlar da Yahudilerin Tanrı tarafından seçilmiş toplum olduğuna inanıyor. İnançlarındaki İsa’nın Yahudiler tarafından çarmıha geriliş tasvirini görmezden gelerek İsa’nın da bir Yahudi olduğundan hareketle Yahudilere teolojik olarak yaklaşıyorlar. Yahudilerin bir kısmı da Hz İsa’yı yalancı olarak gördükleri gerçeğinden sıyrılarak onun Yahudi kökeninden Hristiyanlığın beslendiği inancını taşıyor.
***
Buna bir de Yahudi lobisinin ABD’deki gücünü oy ve paraya yaslamasını; ABD’nin de karşılığında koşulsuz, kırmızı çizgisiz İsrail’e askeri ve teknolojik gücüyle destek vermesini eklersek birlikteliğin hangi temellere dayandığını daha net görme imkânı buluruz. Böylece menfaatle bezeli teolojik bir Yahudi-Hristiyan anlayışı dünyaya nizam vermeye çalışıyor. Dünyaya diyorum çünkü Filistin toprakları ile başlayan süreç şimdilik Gazze ile sınırlı kalacak gibi görülse de asıl amacın vadedilmiş topraklar olduğunu bir kez daha hatırlamak gerekir ve hatta Evanjelist Hristiyan teolojisine göre “Anadolu bir Hristiyan toprağıdır, Türklerin elinden alınmalıdır.”
***
Arap İslam coğrafyası ise kısaca açıklamaya çalıştığımız nedenlerden dolayı televizyonda dizi seyreder gibi olanları izliyor, tepki vermiyor ya da veremiyor. Şu anda seyrettiğimiz senaryo Yahudilerin Filistinliler için yazdığı bir film değil, Yahudi Hristiyan inancının yazdığı bir dizi… Dizinin diğer bölümleri, kara vicdanı anlayan, insani değerleri önemseyen bilindik Batılı ülkeler hariç, Batı uygarlığı ile İslam arasında geçecek.
Arap İslam coğrafyası-oyunun farkında olan birkaç İslam ülkesi dışında- kendisine gelinceye, kendisini değiştirinceye kadar. İş işten geçmez, ay bacayı savuşmaz umalım.
***
Sığır sürüsünden saldırmazlık anlaşması karşılığında yaşlı sarı öküzün aslanlara feda edilmesi öyküsündeki gibi… Yanlışı sarı öküzü vermekle yapan sığır sürüsünün, birbirini koruyacak çoğul güçten mahrum kaldığını görüp de gaflet uykusundan ancak uyandığı gibi...