ANTİ-AMERİKAN

6 Ocak 2012; dönemin İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi hakimi, daha sonra FETÖ örgüt üyeliği sebebiyle 8 yıl 9 ay hapisle cezalandırılacak Vedat Dalda’nın İlker Başbuğ’u ifadeye çağırıp tutukladığı gün olarak tarihe geçti. Eski Genelkurmay Başkanı’nın örgüt üyeliğinden tutuklanması kamuoyunda derin bir şok yaratsa da vaziyet herhangi bir infiale sebebiyet vermedi. Çıkan tepkiler ise hayli cılızdı. Buna sebep olarak Ergenekon Dava süreci etkisi gösterilirken artık daha nereye kadar gidebileceği bilinemiyor, kamuoyu ve medyadaki havaya çöken pus bir türlü dağılamıyordu. 

***

Ta ki; 27 Nisan 2007’de e-muhtırayla karşı karşıya kalan ve o dönem Askeriye ile de ilişkilerinin pek de sıcak olmadığı iddia edilen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 09 Ocak 2012’deki açıklamasına kadar: “İlker Paşamızla alakalı benzetmeleri asla doğru bulmuyorum. Yani bir örgüt elemanıymış, bir örgütün mensubuymuş gibi bu tür yaklaşımları kesinlikle çok çok çirkin buluyorum. Burada tutuklama yoluyla değil de tutuksuz yargılanma yolu -ki her zaman söylediğim tezimdir- olması bizim her zamanki arzumuzdur. ”

***

O dönem şartları için ezber bozan bir nitelik taşıyan bu açıklamaya cevap ise yine yargı yoluyla 7 Şubat 2012’de geldi. MİT’in PKK ile organize şekilde hareket ettiği suçlamaları kapsamında Hakan Fidan hakkında iddianame hazırlandı. Sonraki süreçte FETÖ kapsamında meslekten ihraç edilecek Bilal Bayraktar ve Sadrettin Sarıkaya’nın; Fidan’ı saat 17.00 sularında bizzat arayarak “Sizi ifade vermek üzere makamıma davet ediyorum” demesiyle birlikte meselenin ciddiyeti daha da artmış oldu. 22 Mart 2013’te de dosyayla alakalı olarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı takipsizlik kararı verdi. 

***

Tanımı ve tarifi net bir şekilde ifade edilemeyen bir örgütün olduğu ve örgüt faaliyetlerinin gerginliği hayli tırmandıracağı tahmin edilmekteydi. 8 ay sonra gerçekleştirilecek 17-25 Aralık 2013 Kumpası ve 19 Ocak 2014’teki MİT Tırları Kumpası ise vaziyetin ne kadar tehlikeli bir noktaya doğru ilerleyebileceğini gösteriyordu. Örgütün faaliyetlerinin tek bir kolla sınırlı kalmayacağı ve artık tüm gücüyle saldırıya geçeceği açıktı. 

***

Tarifi ve tanımı, iç ve dış bağlantıları, örgüt üyelerinin ne şekilde elde edilip nasıl ve ne için eğitildiği, örgütün mevcut Cumhuriyet rejimini kaldırarak tepede Fethullah Gülen’in ruhani bir lider olarak tayin edilerek teokratik otoriter bir oligarşik rejim oluşturmak istendiği ayyuka çıkmasına rağmen Fetullahçı Terör örgütü yöntemlerinden bir gram bile ödün vermedi. Güçlenmek ve ağını genişletmek için kullandığı tedbir, temkin ve gizleme yöntemlerinin artık işlemediğini gören Fethullahçı Terör Örgütü ise vaziyeti son noktasına kadar getirdi.  

***

Kimliğini ve isimlerini o saatlerde açıklamayan Yurtta Sulh Konseyi isimli cunta 8 yıl önce bugün ülkede sıkıyönetim ilan ederek darbe girişiminde bulundu. Fethullahçı Terör Örgütü ile bağlantılı olduğunu artık bildiğimiz bu cuntanın kimliğini kalkışma aşamasında dahi ismini açıklamaması ise tarihin bir cilvesiydi tabi. Bu kalkışmaya karşı verilen devlet içi tepkinin yanı sıra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajıyla birlikte halkın sokağa çıkara tepki vermesi, buna karşılık cuntacıların iç savaş tehlikesini göze alarak halka müdahalesi sonucu 250 kişinin şehit olmasıyla birlikte bu kalkışma başarısız şekilde son buldu. 

***

Fethullahçı Terör Örgütü’nün kullandığı ökült simge ve ifadelerin 15 Temmuz 2016’ya işaret ettiği ve hedefine ulaşacağını sembollerle ifade etmesi ise yine dayandığı tedbir ve temkin silahlarından geliyordu. Peki, kimlereydi bunca mesaj? 

***

Burada FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün bağlantılı olduğu ve ruhani lider kabul ettikleri kişi ve heyetinin an itibariyle de iltisaklı ülkeye de bakmak gerekiyor. NATO üyesi Türkiye’nin ise yıllar boyu ABD tarafından kurgulanmış silahlı terör örgütü yüzünden büyük bedeller ödemesi neye işaret? Ağustos 2012’de Obama’nın tuttuğu beyzbol sopası acaba FETÖ müydü, kim bilir? Ancak sürecin hesapladıkları gibi gitmediği ve Fethullahçı Terör Örgütü yoluyla hedefledikleri “ehlileştirme” projesinin tamamen ters tepip Türkiye’de yoğun bir Anti-Amerikan düşüncesine sebebiyet verdikleri artık açık. 

***

Şehitlerimize rahmet olsun. Toprağa döktükleri fedakarlıkları bir nişane gibi taşıyıp nesillere aktarmak, Türkiye kalmak ise asli borcumuz. Mekanları cennet.