ANTALYASPORLU İRLANDALILAR!

Antalya garip bir şehir. Bu şehirde doğup büyüyenler ve bu şehre sonradan gelip burada yaşayanlarla dopdolu. Ancak doğduğun yerden çok doyduğun yer çok önemlidir. İşte bu bakış açısından yola çıktığımız zaman şehrin değerlerine sahip çıkmakta bir o kadar önemlidir.

Hal böyle olunca Antalya’nın şüphesiz en büyük değeri de Antalyaspor’dur. Ancak bu değeri sahip çıkmak öyle her babayiğidin harcı değildir. Bunun koşulu ve şartı yoktur. İyi günde de kötü günde de Antalyaspor’un yanında olmak gereklidir.

Lakin şöyle bir baktığımızda bunun böyle olmadığını açık ve net görüyoruz. En kötüsü de Antalyasporlu görünüp aslında Antalyaspor düşmanlarının sayısız olduğu aşikardır. Bir başka deyişle kendini kırmızı beyazlı renkler altında kamufle eden “İrlandalıların” olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Bunların sayıları onlarca hatta yüzlerle ifade edilebilir.

Şimdi bu İrlandalılar meselesini niye gündeme getirdiğimi anlatacağım. Bu işin aslını bilip bilmeyenler de iyi okuyup öğrensin ve takımın menfaatini düşünerek hareket etsinler. Şimdi Antalyaspor’a sabit gelir kaynağı olması amacıyla Menderes Türel döneminde verilen bir hafriyat işi var. Verildiği günden beri kıyametlerin koparıldığı bir sistem bu.

Hemen hemen bir iki yılda bu konu gündeme getirilip malzeme yapılarak kamuoyu önünde tartışmaya açılmakta. Hatta öyle ki Antalyaspor’un elinden bile alınmak istenmektedir. Son dönemde de bu konu ısıtılıp ısıtılıp gündemde tutulmaya çalışılmakta. Bunların çıkış ve servis noktası bukalemun tipli sözde Antalyaspor dostu, ama gerçekte düşmanı olanlar.

Israrla gündeme getirilen bir sözleşme iptali ve bunun da Antalyaspor Kulübü Derneği ile ilişkilendirilmesi konusu var. Bir kere şunu hemen belirteyim işin aslı öyle değil. Sözleşmenin süresi dolmuş. Nerenin süresi dolmuş? Kızıllı’daki döküm yerinin. Kim iptal etmiş? Tarım ve Orman Bakanlığı. Sonra da yeniden bir tahsis yapılmış.

Derneğin eski yönetimi tarafından ihale ile verilen şirketin sözleşmesi de bu arada sona ermiş. Bundan dolayı da başka bir şirket bu işe talip olmuş hayli de cazip bir teklif vermiş. Cazip gelen teklif sonucu tercih bu firmaya kullanılmış. Sebep, Antalyaspor’un bu işten daha fazla gelir elde edebilmesini sağlamak. İşte fırtına bundan sonra kopuyor.

Sözleşme süresi dolan firma ve bağlı olduğu Antalya Biriketçiler Nalburiyeciler İnşaat Malzemeleri ve Hafriyatçılar Odası fırtına koparıyor. 2017 yılındaki sözleşmenin durdurulması için dava açıyor. Sonucu ne oldu bilmiyorum.

Bu arada yaptığım incelemede; Antalyaspor dostu görünenlerin kulübün sırtından nasıl geçindiğini gördüm. İlk rahatsızlık Mustafa Yılmaz’ın başkanlığı döneminde başlıyor. Yılmaz döneminde ortada görünmeyen hafriyat kamyonları sağdan soldan toplanıyor, bu iş zapturapt altına alınıyor. Tabi Yılmaz görevi bıraktıktan sonra işler biraz sarpa sarıyor.

Antalyaspor’u deniz derya görenler ya işi savsaklıyor ya da umursamıyor, ya da olanları görmezden geliyor. Tabiri yerinde ise herkes kafasına göre takılıyor. Hafriyat yapan kamyonlarda cip takılı olmadığı için kimin nereye ne götürdüğü belirsiz. Birisi toprağı başka yere döküp para alıyor, diğeri inşaat atığını kum-çakıl firmalarına veriyor!

Kızıllı’daki döküm noktasına gitmesi gereken molozlar ortada yok. Buhar olup uçuyor sanki. Ama üç-beş kuruş derneğe veriliyor. O da dişin kovuğunu bile doldurmaz miktarda. Başka? Al takke-ver külah sistemi ile yapılan hafriyat işinde olan Antalyaspor’a oluyor. Basit hesaplamalarla kulübün yıllık 70 milyon lirası birilerinin cebine gidiyor.

İşte zurnanın zırt dediği nokta burada başlıyor. Aziz Çetin ve ekibi dernek yönetimine gelince eleştirilen Ankaralı olduğu söylenen ve bu işin ehli olan firma ile anlaşılıyor. Moloz taşıyacak kamyonlara cipler takılıyor, her şey kontrol altına alınıyor. Sistem tam kuruluyor ve çarklar tıkır tıkır işliyor. Tabi bu işleyiş birilerinin hoşuna gitmiyor.

Gitmez tabi. Yaptıkları işler bu sistemde ortaya çıkıyor. Kimse ayıbının görünmesini istemiyor. Bunu kapatabilmek içinde yalan yanlış bilgilerle dört koldan saldırtıyorlar. Beyhude çabalar bunlar. Dertleri dev pastadan pay almak. Antalyaspor kazanmış-kaybetmiş hiç umurlarında değil. Sorsan onlara en iyi Antalyasporlu onlardır. Geçiniz bunu.

Zaten yaşadığımız sıkıntılar hep bu tip insanlardan değil midir? Dost gibi görünün sırttan vuran tiplerdir bunlar. Varsa yoksa cepleri üç kuruş para görsün de ne olursa olsun. Ya Allah aşkına, bu hafriyatçılar ve dernekleri, bugüne kadar Antalyaspor sırtından kazanmanın dışında ne destek vermiş kulübe? Önce bunu açıklasınlar. Sonra çıkıp konuşsunlar.

Ama dert başka. Yahu bu işi Antalyaspor’un elinden aldırdınız diyelim. Başınız göğe erip ondan alıp size mi verecekler? Kulüp yapmazsa illaki bu işe zaten başkaları yapacak.

Beyler, Antalyaspor dostu olduğunu söyleyip de  gerçekte İrlandalı olanlar! Bırakın bu işleri. Hesabı dernek ve kulübün ilgili kurulları yeni ve zamanı gelince sorar. Merak etmeyin.

Siz önce yıllık 70 milyon lira civarında parayı kim iç etmiş onun peşine düşüp hesabını sorun. Sonra da gölge etmeyin. Antalyaspor'a destek bile olmayın. Ama köstekte olmayın.