ANTALYASPOR’UN KAVGASI BİTMEZ!

Eski adıyla Antalyaspor Kulübü Derneği, yeni adıyla Antalyaspor Kulübü’nün Başkanı Mustafa Ergün ve 3 yönetim kurulu üyesi dün basının karşısındaydı.

Kalabalık bir basın grubunun (gözlerim yaşardı) orada hazır bulunmasını Antalyaspor’a olan ilginin hala devam etmesi anlamında önemli olduğunu düşünüyorum.

Ancak bu kalabalık gazeteci grubunun burada olması aslında yeterli bilgiye sahip olamamasından ve bilgi açlığındandı. Keşke bu toplantılar sıklıkla yapılsa da kulaktan dolma bilgilerle yazılıp çizilmese.


Başkan Ergün, yaklaşık 100 günlük görev süresinde yaptıklarını ve yapacaklarını tek tek anlattı. Sevindirici detaylar olduğu kadar düşündürücü detaylar da vardı.

Yüzme havuzunun üzerinin kapanması, voleybol salonunun yapılması ile ilgili gelişmeler, amatör branşlar ve kulübün gelirlerinin artması gibi önemli çalışmalar umut verici oldu.

Ancak düşündürücü olan konular da varı. Mesela, kulüp ile A.Ş. arasında bir gerginlik olduğu resmen ifade edilmese de satır aralarından net bir şekilde anlaşıldı.

Bana göre Amerika’yı yeniden keşfetmenin bir manası ve ehemmiyeti yoktur. Kulüp, Vakıf ve A.Ş. aynı elden yönetilmediği sürece bu gerginlik güncelde kalmayacak, yakın geçmişte olduğu gibi uzak gelecekte de sürecek gibi görünüyor.


Mustafa Başkan’ın “Sinan Boztepe ve yönetimi devam etmek istemezse B Planımız var” sözleri camiaya güven mi verir yoksa buna aba altından sopa göstermek mi olarak algılanır bilemem. Yorum kırmızı beyazlı camianın.

Basın toplantısında sert sorular olduğu kadar yanıtsız kalan sorular da oldu. Kişiselleşmeye yatkın diyaloglar bana göre çok hoş olmadı. Hele hele bir işçinin görevine son verilmesi konusu bizden çok çalışan ve çalıştıranı ilgilendirir.

Vallahi bu toplantının ardından Haziran ayında bazı dengelerin değişeceğini anlamam hiç zor olmadı. Çünkü herkesin hala stres yüklü olduğunu gözlemledim. Hem yöneticilerin hem de gazetecilerin!

Mustafa Ergün’ün Haziran ayında düzenleyeceklerini deklere ettiği konserler ve gençlik festivali iyi bir sezon kapanışı olacağı görüşündeyim.

Yalnız, Antalyaspor için en önemli konuya kimse atlamamalı. Herkesin takımı ligden düşeceği yönündeki endişelerinin bitmesi kimseyi yanıltmasın. Asıl mesele bundan sonrası için.

Çünkü transfer tahtası açılmaz ise gelecek sezon başlamadan kavgalar büyür. Yapılan çalışmalar boşa gider. Ne dernek ne kulüp kalır o zaman!

Bakalım gelişmeleri hep birlikte göreceğiz.

------------

KANA KANA İÇMELİYİZ!

Bu şehrin markası olan Antalyaspor gibi uluslararası markaları da var. Hep siyaset yazmaktan ISKALADIĞIMIZ oluyor bu markalarımızın başarılarını.

Antalya’nın markaları aslında bu şehir için olduğu kadar ülkemiz içinde çok önemli. Örneğin CEYSU! Saklıkent’teki Ceylan Pınarı’ndan adını almış ve dünyanın ödüllü marka suyu olmuş.

Uluslararası Tat ve Kalite Enstitüsü'nün (ITQI) 2013 yılında Belçika'nın başkenti Brüksel'de Lezzet ve Kalite Ödülleri yarışması düzenlemişti.

50 ülkeden büyük firmalar 120 kişilik şef ve 12 kişilik içecek uzmanına ürünlerini görücüye çıkartmıştı.


CEYSU, görünüm, aroma, kıvam, tat ve koku duyusu kriterleri göz önünde alınarak puanlama yapılmış ve Fransa, Amerika ve Japonya gibi birçok ülkeden rakipler geride bırakarak 2 YILDIZI alıp Antalya’ya getirerek bizi şereflendirmişti.

Bunları niye mi yazdım? CEYSU yeni sezon için özellikle Antalya bazında yeni bir reklam kampanyasına başlamış. Motto; ‘BİZİM SU Abem’ olmuş. Antalya şivesi ve Beydağları’nın MOR rengi ‘CUK’ diye oturmuş.

Biraz MİKRO MİLYİYETÇİ olmak lazım. Özellikle önümüz yaz. Ve CEYSU’yu KANA KANA İÇME vakti geldiğini hatırlamalıyız. Eeee ÖDÜLLÜ suyu içelim BE ABEM!

---------------

BÖYLEDE OLMAZ Kİ!

Özellikle 1970’li yıllardan beri takip ettiğim bir EDEBİYAT mecrası var. Kamyon ve otobüslerin arkasında yazılan yazılar. Çok ayrı bir dünyayı anlatır.

Kamyoncular, özlem ve kederlerini kendilerine has bir edebiyatla dışa vururlardı bu yazılarla. Sürücüler, duygularını kamyonlarının tozluk veya kasalarına astıkları yazılarla ifade ederlerdi.

Lakin 1 Temmuz2012’de yürürlüğe giren bir yönetmelik var. Ticari araçların ön, arkası ve yanındaki yazılar için 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 26/2. maddesine göre para cezası yazılıyor! Veya biz öyle sanıyorduk.

Ama hala bir çok kamyon ve otobüs de bu KÜLTÜRÜN devam ettiğini biliyoruz. Bunu daha ileri götürenlerde var. Otobüslerin arkasında AKAN LED YAZI devri başlamış.


Geçen gün trafikte ilerlerken önümde giden BATI ANTALYA otobüsündeki yazılar dikkatimi çekti. Ne yalan söyleyeyim takip ederken az kalsın kaza yapacaktım.

Şimdi bu gördüğüm karşısında “Bu memlekette TRAFİK POLİSİ yok mu? Ne iş yaparlar ki?” sorularını sormadan edemiyorum. Demek ki onlarda benim gibi okuyup, gülüp geçiyorlar.