ANTALYA’NIN BAŞKANLARI

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek aylar süren tedavisinin ardından taburcu edildi. Sağlığına tam olarak kavuştuğundan emin olmalı ki;  görevine de başladı.  

Yokluğunda yetkileri kısıtlanan Genel Sekreter Cansel Çevikol Tuncer’in yetkilerini iade edip genel merkezin talebi üzerine genel sekreter yardımcısı olarak görevlendirilmek üzere Antalya’ya gelen Hüseyin Karakuş’u görevden alarak işe başlayan Böcek kendisinden bilgi almak isteyen CHP İl Başkanı Nusret Bayar’ın da telefonlarına çıkmadı.

Bunlar Antalya’nın alışık olmadığı işler.

Muhittin Böcek’ten önce Antalya’da Osmanlı’dan günümüze 39 kişi belediye başkanlığı yapmış. Bu 39 belediye başkanından bazıları birden fazla kez seçilmiş. Kimisinin belediye başkanlığı kısa sürmüş. Kimi atamayla, kimi darbeyle, kimi de seçimle gelmiş. Muhittin Böcek, Antalya’da belediye başkanlığına seçilen 40’ıncı şahsiyeti.

40’ıncı belediye başkanı demiyorum. Çünkü bazı isimler birden fazla kez o koltuğa oturmuşlar.  Farklı zamanlarda 3 kez başkanlık edenler bile var. Örneğin Muhittin Böcek’in görevi devraldığı Menderes Türel de 2004 ile 2009 ve 2014 ile 2019 yılları arasında iki dönem belediye başkanlığı yapan isimlerden.  

Tarihimizde belediyecilik teşkilatı 1864 yılında çıkarılan Vilayet Nizamnamesi ile başlamış. Bu nizannamenin ardından yapılan yeni düzenlemelerle birlikte “Şehreminlik” adıyla belediyecilik  teşkilat kurulmuş. Belediye başkanlarına bunun için şehrin emini de deniyor.

Yapılan düzenlemelerle ülkenin tamamında kurularak yaygınlaştırılan belediye teşkilatı, Antalya’da ilk kez 1868’de oluşturulmuş. Osmanlı Devleti’nde belediye teşkilatlarının yeni yeni kurulduğu bu dönemde, belediye başkanlığı görevini liva muhasebecileri üstlenmiş. Bu nedenle Antalya’nın ilk belediye başkanı da liva muhasebecisi Abdullah Efendi olmuş.

Abdullah Efendi Antalya’da 1868 ile 1872 tarihleri arasında 4 yıl süreyle başkanlık yapmış.  Abdullah efendiden sonra 1873 ile 1878 tarihleri arasında Muhasebeci Ahmet Şakir Efendi Antalya Belediye başkanlığı yapmış. 1880 ile 1887 yılları arasında ise Antalya Belediyesine Hacı Mehmet Said Efendi Başkanlık etmiş.  

Hacı Mehmed Said Efendi’nin belediye başkanlığı döneminde, Antalya Belediyesi’nin sermayesi 200 bin kuruşmuş. Yani bugünün parasıyla 2 bin lira. Antalya’nın önde gelen tüccarlarından olan Ömer Lütfü Efendi üç farklı dönemde Antalya belediye başkanlığı yapmış. İlk olarak 1888 yılında Antalya belediye başkanı olan Ömer Lütfi Efendi, 1900’de yerini Dizdarzade Rıza Bey’e bırakmış,

1906’da tekrar belediye başkanı olmuş. Ancak bu defa da Meşrutiyet’in ilanıyla Mutasarrıf Hüsnü Efendi tarafından görevinden alınmış. Ömer Lütfi Efendi son olarak 1916 ile 1919 yılları arasında belediye başkanlığı yapmış.1922–1924 yılları arsında Antalya belediye başkanlığı yapan Yusuf Cemal Bey  ise 24 Aralık 1879 tarihinde Antalya’da doğmuş..

Cumhuriyet döneminde Antalya’nın ilk belediye başkanı  ise Avukat Yusuf Cemal Bey olmuş. Yusuf Cemal Bey aynı zamanda o dönemde şehrin en etkili yayın organlarından olan Antalya gazetesinin hem kurucularındandı,  hem de  mes’ul müdürüydü. Ama Yusuf Cemal Bey’in mesul müdürlüğünü yaptığı gazete o dönemde belediyeyi en fazla eleştiren gazeteymiş. İşte böylesine eleştiriye açık belediye başkanlarımız da varmış Antalya’da.

Bunları öğrendikçe “Nereden nereye” diyesim geliyor. Başkan Böcek’in de eleştirilere tahammül edemediği ileri sürülüyor. Yağmur konusuna gelince kimse kusura bakmasın ama; CHP’li Büyükşehir Belediyesi ile Muratpaşa Belediyesi başta olmak üzere bazı belediyeler yağmur sularıyla mücadele konusunda başarılı olamamıştır. Belediyelerin ihmalkarlığı ya da beceriksizliği yüzünden denize en yakın mahallelerde bile, yani normal şartlarda su baskınlarının olması mümkün olmayan yerlerde bile vatandaşlar büyük sıkıntılar yaşamıştır. CHP’liler bile sosyal medyadan yaptıkları paylaşımlarla su baskınları yüzünden CHP’li belediyelere ateş püskürmüştür.

Konyaaltı Belediyesine de bir çift sözüm var. Semih Esen korona mücadele konusuna geçen ilkbahar aylarında özellikle semt pazarlarında çok etkin bir çalışma yaptı. Pazarlarda maskeye mesafeye ve hijyene özen gösterildi. Her gün vatandaşlara binlerce maske dağıtıldı. Fakat bu kış aynı hassasiyeti göremedik. Pazarlarda ne sosyal mesafeye, ne hijyene, ne de maskeye riayet ediliyor.

Pazara giriş çıkışları kontrol altında tutmak için getirilen demir bariyerler bile sadece zabıtanın araçlarına otopark yeri ayırmak için kullanılıyor. Altınkum mahallesindeki Cuma pazarında ise tam bir başı-boşluk yaşanıyor. Pazarın çevresindeki sokaklara araçlar gelişi güzel park ediliyor.  444 sokak ile 442 sokaktaki  binalardan  yola serilen seyyar kablolarla pazardaki esnafların tezgahlarına elektrik çekiliyor. Bazıları ise pazarın içindeki tesisattan elektriğini alıyor. Ama ayak altında bulunan ve  yağmurlu havalarda büyük tehlike arz eden bu kablolar yüzünden mahalle sakinleri arasında pazara gitmeye cesaret edemeyenler var.

Tedbir alınmazsa günün birinde  pazarda büyük  bir facia yaşanabileceğinden endişe ediliyor. Ayrıca pazardaki tuvaletin ücretli olması yüzünden bazı vatandaşlar ihtiyaçlarını parktaki ağaç diplerinde giderdiği belirtiliyor. Hatta bazı vatandaşların ihtiyaçlarını araçlarının içinde boş su şişelerine işeyerek giderdiğini bu şişeleri de sokağa attığı söyleniyor. Nitekim pazarın çevresinde zaman zaman içinde sarı sıvıların bulunduğu pet şişeler görülüyor. Umarım bu ayıp ortadan kalkar.