ANTALYA’NIN AÇIK HAVA TAVERNASI

Türkiye’de müzik sesinin saat tartışması yaşanadursun, Antalya’da kaçak açık hava tavernası faaliyete geçmiş. Hem de mis gibi kuşbakışı şehir manzarası eşliğinde. Bu satırları okuyunca sakın birilerinin kaçak bir işletme falan açtığını zannetmeyin. Bu taverna 7’den 70’e herkese açık ve tamamen ücretsiz. Nasıl mı?

Bana anlatılanı ben size aktarayım, nasıl olup olmadığına siz karar verin! Efendim bizim şehrimizin Kepez üstünde şehir manzarasının izlenmesi için yapılan küçük bir cep var. Şehre gelenlerin kısa bir soluklanmaları ve manzara izlemeleri için yapılan yer. Hepiniz biliyorsunuzdur.

Ancak burası öyle bir soluklanma ve manzara izlenme yeri haline gelmiş ki sormayın. Kısıtlamalar kalktıktan sonra burası tam bir açık hava tavernasına daha doğrusu pavyonuna dönmüş, dönüştürülmüş.

Bana anlatılana göre her akşam hava karardıktan sonra halk arasında apaçi, sahilde ise timsah olarak tabir edilen gençler buraya çörekleniyorlar. Kimi eski model arabası kimisi ise ÇEKİCİ ile gelip tezgahı kuruyor.

Arabaların bagajındaki jan janlı müzik sistemleri sonuna kadar sesi açılıyor ve volüm cıstak cıstak. Şişeler açılıyor keyf-i alem başlıyor. Sanırsınız ki Zeytinköylü Yasin’in ikinci düğünü var! Seni gidi topal, yetmedi Ankara’nın bağları, yetmedi Cezayir, son kez 8/8’lik roman havası.

Öyle ileri gidiyorlar ki açık hava tavernasına ÇEKİCİLERİ ile gelenler çakarlarını açıp, aracın arka kısmına masaları kuruyorlar. Manzara ve müzik bedava nasıl olsa!

Tabii bölge yer alan başta Ünsal Mahallesi sakinleri olmak üzeri binlerce insan gece oradan gelen müziği dinlemek zorunda. İsterse dinlemesin. Çünkü eğlence tepede gırla devam ediyor.

Hani bu soluklanma için yapılan cebe normal bir vatandaş ailesi ile gelince hemen kaçıyor. Kaçmazsa vay haline. Çünkü her an kavgaya ile karşı karşıya kalabiliyorlar. Öyle park etmek falan aklınızdan geçmesin müdavimler hemen müdahale ediyor.

POLİS MÜDAHALE ETMELİ

Şimdi yukarıda anlattığım olay ve konu bana anlatılanların sadece bir bölümü. Peki ne yapmalı da burayı eski haline getirip soluk alınan Antalya manzarası izlenen yer haline getirmeliyiz.

Birincisi; bu anlattığım olay ve çekici meselesi 4 Temmuz Pazar gecesi yaşanan bir konu. Bu bölgeye geliş ve gidişlerde MOBESE kameraları mevcut. Emniyet ekipleri o günkü görüntüleri izleyip bu densizleri rahatlıkla bulabilir ve gereğini yapar.

İkincisi; bölgede polis kontrolü artırılarak böyle kötü bir imaj yok edilebilir. Hem bölge halkı rahatlar hem de şehre gelenler hem manzara izler hem de biraz soluklanır.

Üçüncüsü; bölgenin kent girişi olması nedeniyle bir ekip otosu orada konuşlandırılıp kökten bir çözüm üretilmiş olur.

Bunun içinde buradan yetkililere sesleniyorum, “Hadi bir el atın şu konuya da herkes rahat bir nefes alsın. Yoksa bu işin sonunda olaylar çıkar maazallah canlar yanar, polisimize ekstra iş çıkar.”

Bir de o bölgeye çekici araçları ile gelenlerin bağlı olduğu bir dernek veya kuruluş var mı bilmiyorum. Varsa lütfen onlar da konuya duyarlılık gösterip o “zirzopları” bulup gerekli dersi vermeli.

KÖPEKLERİMİZ AZITMIŞ

Son günlerde Hayvan Hakları Yasası konulurken yapılan bir araştırma dikkatimi çekti. Türkiye’nin köpek haritası çıkarılmış ve ilginç veriler tespit edilmiş. 10 milyon başıboş köpeğin olduğu ve bunlardan 300 bininin saldırı olayına karıştıkları belirlenmiş!

Bu da ülkemizde her 100 kişiye 8, her kilometre kareye ise 12 adet başıboş köpek düştüğünü gösteriyormuş. Yapılan çalışmada ortalama her 20 köpekten 1’inin aşırı saldırgan ve sabıkalı olduğu da ortaya çıkarılmış.

Resmi kayıtlarda ise 285 binden fazla kuduz tedavisi gören vatandaş olduğunu bunlardın yüzde 92’sinin başıboş köpeklerden kaynaklı olduğu ifade ediliyor.

Rakamlar oldukça ürkütücü değil mi? Peki Antalya bazında bu rakamlar ne alemde dersiniz? 291 bin 901 başıboş köpeğimiz var! Ve yılda ortalama 8 bin 757 saldırı vakası yaşanıyor.

Bu konuyu gündeme getirmemin nedeni ise yaz mevsimi nedeniyle Antalya’ya tatile gelenlerin yanlarında sevimli dostlarını da getirmesi. Getirmeleri mesele değil de evlerine tatil dönüşlerinde DOSTUM dedikleri o dilsiz hayvanları sokağa atıp gitmeleri!

İşte başıboş köpek veya hayvan sayısının artmasının temel kaynağı bu. Lütfen DOSTUNUZA sahip çıkın ve sokağa terk etmeyin. Zaten yeterince sokakta yeterince dostumuz var, bir de siz katkı yapmayın.

Aksi takdirde hem saldırı sayısı artacak hem de istenmeyen olaylar yaşanacaktır. Sonra çıkıp hep birlikte bas bas HAYVAN HAKLARI diye bağırıp duracağız.