Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı (ATSO) ve Antalya Organize Sanayi Bölgesi (OSB) Başkanı Ali Bahar, 2024 değerlendirmesinde global zorluklar, içsel sorunlar ve politika karmaşasıyla mücadele eden Türkiye'de, kredi risk primlerindeki iyileşmeye dikkat çekti. Bahar, ekonomik büyüme, enflasyon, döviz kuru ve tarım reformu gibi kritik konularda önemli açıklamalarda bulundu. Yeni Orta Vadeli Program'ın (OVP) beklentilere cevap vereceğine olan güveni dile getiren Bahar, ekonominin geleceğine ilişkin iyimser bir tablo çizdi.

RİSK PRİMİ DÜŞTÜKÇE GÜVEN ARTIYOR

Bahar, 2022'de küresel sorunlarla boğuşan Türkiye ekonomisi, Kovid-19 pandemisi, küresel tedarik sorunu ve enflasyonla mücadelede zor anlar yaşadığını kaydetti. Rusya - Ukrayna Savaşı ise enflasyonist baskıyı artırdığını ifade eden Bahar, “Özellikle tedarik ve üretim zincirinde yaşanan olumsuz gelişmeler ile birlikte enerji tedariki ve buna bağlı yaşanan fiyat sorunu, Türkiye gibi gelişmekte olan ekonomilerde daha yüksek bir enflasyonist baskı yaşanmasına neden olmuştur” dedi.  Seçim öncesinde izlenen politikalarla seçim sonrasında uygulananlar arasında ciddi bir fark olduğunu vurgulayan Bahar, bu durumun ekonomik istikrara etkisine dikkat çekerek Bahar, Mayıs ayında kredi risk primlerinde yaşanan düşüşün, Türkiye'nin güvenini artırdığını belirterek bu iyileşmenin ülkede risk ve belirsizliklerin azaldığını ifade etti.

Başkan Ali Bahar, “Turizm ve tarımın başkenti olan bir kentin Ticaret ve Sanayi Odası olarak, ülke ekonomisine önemli katkılar sağlayacak projeler geliştirmeye, ekonomi politikalarını destekçisi olmaya devam edeceğiz” dedi.

2024 BEKLENTİLERİ VE OVP

OVP ile dengeli büyüme ve nitelikli üretimi teşvik eden hedeflerin belirlendiği 2024'e yönelik öngörülerine geçen Bahar, yeni OVP'nin ekonomiye güç katacağını ifade etti. 2024'te enflasyonun yüzde 33'e düşeceği öngörüsüne dikkat çeken Bahar, döviz kuru belirsizliklerinin ve cari açığın azalması için önemli beklentilere sahip olduklarını söyleyerek  “2024 yılına ilişkin öngörülerimize baktığımızda, elimizde Orta Vadeli Program (OVP) gibi bir kılavuz var ve beklentilerimizi de bu programa göre şekillendirmek zorundayız. Nitekim, Eylül ayı başında Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından açıklanan OVP ile birlikte, dengeli büyüme ve nitelikli üretimi teşvik edecek hedeflerin ortaya koyulduğu, vizyoner projelerin hayata geçirildiği bir dönem yaşayacağımızı görebiliyoruz. Bu nedenle yeni ekonomi programını, programda yer alan hedeflerini gerçekçi buluyor, yapısal alanlarda gerçekleştirilmesi planlanan çalışmaları ve reformları büyük bir heyecanla yakından takip ediyoruz” diye konuştu.

TARIM STRATEJİK KONULARDAN BİRİDİR

Tarım Sektörüne de vurgu yapan Bahar “Birçok kez dile getirdiğim bir diğer önemli konu da, köklü bir tarım reformu yapılması ve ciddi bir gıda politikası uygulanması konusudur. Tarım politikalarının da en az para ve maliye politikaları kadar önemli ve acil bir sorun olduğunun bizler farkındayız. Açıklanan OVP'de, bu konuda önemli çalışmalar yapılacağı ‘Nitelikli Sera Organize Sanayi Bölgeleri’ açılması yönünde girişimler başlatılacağı vurgulanıyor. Bu ülkenin seracılıkta başkenti Antalya'dır ve örtüaltı üretimin yüzde 50’si bu şehirde yapılmaktadır. Bu ülkenin geleceği için tarım ve gıda üretimi en stratejik konulardan biridir. Yatırım ortamının iyileştirilmesine yönelik özel sektör ile kamu kurumları arasındaki koordinasyonda yer almaya hazırız. Antalya olarak bu alanda son derece yüksek düzeyde bilgi ve tecrübeye sahibiz” dedi.

BAHAR’DAN FİNANSAL İSTİKRAR VURGUSU

Finansal istikrarın sağlanmasının önemine vurgu yapan Bahar, sıkı para politikalarının yanında üretimi ve iç talebi gözetmeye çağırdı. Bahar, ekonominin zor dönemler geçirdiğini ancak yeni OVP ve alınan önlemlerle gelecekte daha olumlu günlerin beklendiğini ifade ederek şunları kaydetti:

“Birçok dünya ülkesinde olduğu gibi Türkiye’de ekonomik anlamda zor zamanlar geçiriyor ancak geride bıraktığımız seçim döneminden sonra ekonomimizde atılan normalleşme adımlarını desteklediğimizi her ortamda açıkladık. Ekonomi yönetimi özellikle 2023 yılında attığı adımlarla bu süreci şu ana kadar başarılı ve proaktif bir şekilde yönetti. Bu anlayışın devam edeceği ve gelecekte ekonomik anlamda daha da olumlu günlerin yaşanacağı konusunda şüphemiz yoktur.”