ANTALYA EKONOMİSİ AFET YAŞADI

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Ekim ayı Olağan Meclis Toplantısı, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun katılımıyla gerçekleşti

Meclis Başkanı Süleyman Özer'in başkanlığında elektronik ortamda yapılan toplantıya Meclis Üyelerinin yanı sıra, ATSO Yüksek İstişare Kurulu üyeleri, komite üyeleri, Antalya Kadın Girişimci Kurulu ve Genç Girişimci Kurulları başkanları da katıldı. Davut Çetin, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'na ATSO meclisine katılımı dolayısıyla Antalya’nın Nisan ve Mayıs ayından bu yana büyük bir mücadelenin içinde olduğunu vurgulayan Davut Çetin, “Antalya 2016’da turizmden bir yara almıştı, geçen yıl ancak toparlandık, ama bu yıl da pandemiyle karşı karşıya kaldık. Antalya turizmi güvenli turizm sertifikasıyla birçok ülkeye göre başarı göstermiştir. Fakat geçen yıl bu dönemde 14,5 milyona yaklaşan ziyaretçi sayımız, bu yıl 3 milyon 200 bine gerilemiştir. Ziyaretçi sayısı yüzde 78 azalırken, fiyat indirimleri nedeniyle gelir kaybımız yüzde 85-90 civarındadır” ifadesini kullandı. Antalya ekonomisiyle ilgili verileri paylaşan Davut Çetin şunları kaydetti; “Temmuz ayında Türkiye’de ticarethanelerin elektrik tüketiminde yıllık yüzde 11.5 azalma olmuştur. Antalya’da ise yüzde 44 gibi büyük bir düşüş yaşadık. İlk 9 ayda Türkiye KDV tahsilatı yüzde7 artarken, bizde yüzde 54 düşüş gerçekleşti. Mayıs ayında Türkiye kayıtlı 4a çalışan sayısı geçen yıla göre 295 bin kişi azalmıştı, bunun yarısı Antalya kaynaklıydı. Ekonomik destekler sayesinde Temmuz ayında Türkiye’de kayıtlı istihdam arttı. Türkiye genelinde istihdam 234 bin artarken Antalya’da Temmuz ayı itibarıyla halen 123 bin kişilik istihdam kaybı vardır. Yani kayıtlı istihdamda beş çalışandan birisi işini kaybetmiştir. Antalya olarak bu kayıpları kredi ve istihdam destekleriyle biraz karşıladık. Bu yıl Antalya ekonomisine 40 milyar civarında yeni kredi girdi, kredi hacmimizi yüzde40’lar civarında artırdık. Tarım ihracatımız iyi gitti, sanayi ihracatımız korkulan derecede düşmedi. Böylece bu yıl ticarette ve sanayide daha sert bir küçülmeden korunduk. Ancak turizmdeki ağır kayıp bütün Antalya’yı etkiledi”

EKONOMİ YORUMU

Komitelerin Antalya ekonomisinin afet yaşadığını, hükümetin sektörlere afet desteği vermesi gerektiğini söylediğini kaydeden Çetin, “Biz Mayıs ayında bugünleri öngördük, bilimsel çalışmalarla raporladık. Turizmde bu noktaya geleceğimizi Mayıs ayında söyledik ve sektörlere göre seçici destekler istedik. Elbette ki birçok destek sağlandı, işletmelerimizin çoğu kredi ve istihdam desteğinden faydalandı. Fakat maalesef tam bir seçici destek sistemi uygulanamadı. Bu dönemde pandemiden en fazla etkilenen sektörler havayolları, konaklama, seyahat acentaları, turizme bağlı hizmet sektörleri, turizme yönelik hediyelik eşya, giyim sektörü gibi perakende sektörü, turizm taşımacılığı ve oto kiralama, restoran ve kafeler, eğlence sektörü, kişisel bakım sektörleri, AVM perakendecileri, özel eğitim kurumları, fuarcılık gibi sektörlerdir. Bu sektörlerde verilen destekler yetersiz kalmaktadır” diye konuştu.

“KİRA SORUNU TAM OLARAK ÇÖZÜLEMEDİ”

Kira sorununun tam olarak çözülmediğine değinen Başkan Çetin, “Kira stopajı gecikmeli olarak düşürüldü, bununla birlikte kapanan ve büyük ciro kaybı yaşayan şirketlerin kira derdi bitmemiştir. Belediyelerin, Milli Emlak’ın kiralarında bile çözüm sağlanamadı. Bu şirketlere kira desteği dışında elektrik gibi genel giderleri için de destek verilmeliydi. Birçok ülkede işletmelere bütçeden nakdi hibe desteği sağlandı, bizde ise destekler, kredi ve işsizlik fonu kaynaklı istihdam destekleri ağırlıklı oldu. Kredi desteklerinde seçici destek sistemi tam uygulanmadığı için, bir kısım kredi altına ve dövize gitti. Seçici destek sistemi uygulansaydı ekonomi ve sektörlerimizin durumu daha iyi olurdu. Meclis gündeminde olan torba yasada sektörlerimiz için vergi ve prim ertelemesi bekliyorduk. Fakat bu dönem ödemelerinde bir erteleme yapılmadı, eski borçların tekrar yapılandırılmasına gidildi. Oysa mücbir sebep kapsamındaki sektörlerde ödemeler ertelenmeliydi. Bir tarafta pandemi nedeniyle kapalı kalmış, cirosunun büyük kısmını kaybetmiş işletmeler, diğer tarafta ciro artış rekoru kıran işletmeler var. Bunların aynı kefeye konması doğru değildir. Sektör ayrımı yapılmadan eski borç yapılandırması, hem pandemiden etkilenmiş işletmelere, hem de vergisini-primini düzenli ödeyenlere haksızlıktır. Zaten önceki 4-5 yapılandırmada tahsilat oranı yüzde 40’ı geçmemiştir. Bu uygulamaların ticaret ve ödeme ahlakını, adalet duygusunu olumsuz etkilediği ortadadır” dedi.

“DOĞRU SEKTÖRE DOĞRU DESTEK SAĞLANMASINA DİKKAT EDİLMELİ”

Geçen hafta, Bankalar Birliği’nin turizme dönük 10 milyarlık yeni bir kredi paketi açıkladığını kaydeden Çetin, sözlerine şöyle devam etti: “Ama sektörün kredisi 100 milyar civarındadır. 10 milyarlık paket yeterli değildir. Halk Bankası yeni KOBİ kredisi paketi açıkladı. Kuşkusuz bu tür destekler olumludur, ancak doğru sektöre doğru destek sağlanmasına dikkat edilmelidir. Avrupa’da pandeminin yayılması, ülkemizde de önümüzdeki haftalarda sorunun büyüyeceğini, yeni kısıtlamalar geleceğini göstermektedir. Turizmde eskiye dönüş kolay olmayacaktır. Gelecek yıl turizmde yüzde 100 büyüme sağlansa bile Antalya turizminin kayıplarını telafi etmesi mümkün değildir. Üyelerimizin düşük faizli kredi, vergi, istihdam, kira desteği talepleri artarak devam etmektedir. Bu nedenle Antalya’da pandemiden ağır etkilenen sektörlerde desteklerin 2021 yılında da devam etmesi gerektiğini söylüyoruz”

“DÖVİZ KURU ARTIŞI NEDENİYLE GİRDİ MALİYETLERİ AŞIRI YÜKSELDİ”

Meslek komitelerinin son günlerde en çok yakındıkları konunun döviz kuru artışı nedeniyle girdi maliyetlerinin aşırı yükselmesi olduğunu vurgulayan Davut Çetin, “Döviz kuru şoku Merkez Bankamızın güven kazanamadığı için bir türlü çözemediği yapısal bir problem haline gelmiştir Kur artışı, tarım, sanayi, inşaat sektörlerinde girdi maliyetlerini aşırı derecede yükseltmektedir. Merkez Bankası’nın dövize bakmamasının faturası artmaktadır. Bu durum karşısında bütün sektörlerimizden sürekli olarak KDV indirimi talebi gelmektedir. Ekonomide taşlar oynayınca sorunlar ve çözümler karışmış durumdadır. Ekonomi yönetimi bu talepleri bir şekilde cevaplandırmalıdır” diye konuştu.

“MEDİKAL SEKTÖRÜN TAHSİLAT SORUNU İBRETLİK”

Komitelerin sektörel mevzuat ve uygulamalarla ilgili sıkıntı ve taleplerinin biriktiğini de söyleyen Davut Çetin konuşmasını şöyle sürdürdü; “Medikal sektörün tahsilat sorunu ibretlik bir duruma dönmüştür. Bu durum devam ederse Türk ilaç sektörü iyice zayıflayacak, sadece küresel ilaç firmaları piyasada kalacaktır. Tarım Bakanlığı denetiminden, emlak sektöründe yeterlik belgesine, müteahhit firmaların sınıflandırılmasından özel okul ve kreş mevzuatına kadar, birçok konuda sorunlar yaşıyoruz. Örneğin komitelerimiz aylardır taşıt muayenesinde kredi kartıyla ödeme yapılması gerektiğini yazıyorlar, bir türlü adım atılmıyor. Tarımda, Şeker Kurumu’nun piyasa müdahalesi yakınma konusu olmaktadır. İhracatçılarımızın bir sıkıntısı bazı Avrupa ülkelerinin TIR şoförlerine vize vermemesidir. Bu tür sorunlar bazen çözümsüz kalıyor bazen de gecikmeyle çözülüyor”

ANTALYA LİMANI’NIN KATARLI FİRMAYA SATIŞI

Konuşmasında Antalya Limanı’na da değinen Çetin, şu ifadeleri kullandı: “Devamlı uğraştığımız sorunlara bir örnek, Antalya Liman işletmesinin yüksek tarifeleridir. Bu konu Rekabet Kurumu’na taşınmıştır. Odalar Birliğimiz, Antalya’nın bu sorunuyla özel olarak ilgilenmiştir. Bunun için de Size ve TOBB birimlerine teşekkür ediyorum. Geçen hafta, birden liman işletmesinin Katar şirketine satıldığını öğrendik. Bu değişiklik ne getirir, sorunu çözer mi bilmiyoruz. Önümüzdeki günlerde gelişmelere göre değerlendireceğiz. Aslında bu tür tekel durumunda olan limanların tek başına özel şirketlerle değil, kamu-özel sektör ortaklığıyla işletilmesi daha doğrudur. Köklü yapısal ve kurumsal reformlar yapılması gerektiğini yıllardır söylüyoruz. Dünyada bütün kentler gelecekte öne çıkma rekabeti içindedir. Bizim de bu yönde reformlar yapmamız gereklidir. Kentlerimizde yeni bir ticaret planlamasına, ticaret planına uygun imar planlamasına geçilmesi gerekiyor. Nerede, hangi ticaretin yapılacağına biz yerel yönetimle birlikte karar vermeliyiz. 20 yıldan bu yana Antalya’da toplu işyeri meselesi çözülemedi. Galeriler kent merkezi dışına çıksın deniyor, ama nereye, nasıl çıkacağı söylenmiyor. Milli Emlak’ın ve belediyelerin arsa ve arazileri gelir amaçlı satılmamalı, KOBİ’lerin toplu işyeri gibi sektörel ihtiyaçları için değerlendirilmelidir”

“TURİZM TANITIMINI DEVLET ANKARA’DAN YAPAMAZ”

Dijital çağın hızını yakalamak için yerel yönetimlere ve odalara yetki devri yapılmasının şart olduğunu vurgulayan Çetin, “Böyle bir devirde turizm tanıtımını devlet Ankara’dan yapamaz. Nitekim biz Rota Antalya gibi projelerle dijital tanıtım için çözüm üretiyoruz. Fakat bu çalışmaları büyük çabayla, Kalkınma Ajansı destekleriyle, yeterli kaynağımız olmadan yapıyoruz. Bu nedenle Tanıtım Ajansı fonundan turizm illerine pay verilmelidir. Konaklama vergisi alınacaksa, bu vergi, dünyada olduğu gibi, ilin turizm altyapı yatırımlarına tahsis edilmelidir” şeklinde konuştu.

“ÇAĞIN GERİSİNDE KALAN İŞLETMEYE HİÇBİR ŞEY FAYDA ETMEZ”

Çetin, “Üyelerimize anlatmakta zorlandığımız bir başka problem daha vardır, o da işletmelerimizin çağın gerisinde kalması problemidir. Pandemi sonunda geçer, döviz artışı sonunda durur, ama çağın gerisinde kalan işletmeye hiçbir şey fayda etmez. “İki günü aynı olan ziyandadır, aldanmıştır” sözü toplumumuzda Hadis olarak bilinir. Bu çağda iki günü bir olan işletme kesinlikle ziyandadır. TOBB, işletmelerimize dönüşüm için yol gösterici, destekleyici çok sayıda çalışma yürütmektedir. Bu çerçevede e-ticaret, e-ihracat gibi birçok konuda danışmanlık hizmetleri veriyoruz. Buna rağmen, bazen üyelerimize bu dönüşümü anlatmakta zorlanıyoruz, çünkü artık dijital köyler çağında yaşıyoruz. Herkes iletişimde ve sosyal medyada köylere bölünmüş durumda. Herkes sadece kendi köyünde olup biteni biliyor, diğer köyden haberi olmuyor. Dolayısıyla ülke olarak ortak iletişime, ortak gündeme dönebilirsek bu dönemi daha iyi atlatabileceğimize inanıyorum” dedi.

“ROTA ANTALYA’YI, PANDEMİYE KARŞI TURİZM AŞISI OLARAK BAŞLATTIK”

Antalya’yı turizmin ve tarımın küresel lideri olarak gördüklerini ifade eden Davut Çetin, “Antalya’nın dijital kent olarak da Türkiye’de lider olmasını istiyoruz. Antalya, tarihi, tabiatı, toprağı eşsiz bir ildir. Ben, her zaman, Antalya’da yaşamanın, çalışmanın, ticaret yapmanın bir ayrıcalık olduğunu, bunun hem imkan hem sorumluluk getirdiğini söylerim. Antalya, yüksek katma değerli, çalışanı mutlu, girişimcisi mutlu, insanların gururla yaşadığı, küresel yarışta iddialı bir kent olacaktır. Buna inanıyor, bunun için çalışıyoruz. Odamız, Pandemiye rağmen bu yöndeki çalışmalarını aksatmadan sürdürmektedir. Dijital tanıtım projesi olan Rota Antalya’yı pandemiye karşı turizm aşısı olarak başlattık” dedi.

ATSO 2021-2024 STRATEJİK PLANI

ATSO 2021-2024 stratejik planı hazırlandığını belirten Davut Çetin şunları kaydetti: “Biz stratejik planımızı sadece odamızın değil, aynı zamanda Antalya ekonomisinin vizyon belgesi olarak görüyoruz. Nasıl ki TOBB Türkiye’nin ekonomik vizyonuna katkı koyan kuruluş ise biz de Antalya vizyonuna öncülük eden kuruluşuz. 2012-2016 vizyonumuzun teması kültür ve sanat oldu. 2016-2020 vizyon temamız Antalya 4.0 oldu. 2021-2024 vizyonumuz için yönetim kurulu olarak bir çalışma yaptık. Ana temayı ağ ekonomisi olarak düşündük. Ağ ekonomisi veya network ekonomisi artık ticaretin, ihracatın, yenilik yapmanın anahtarı haline gelmiştir. Bu konu hem pandemiye karşı dayanışma sağlayacaktır hem dijital dönüşüme katkı yapacaktır. Meclisimizin görüşünü alarak stratejik plana nihai şeklini vereceğiz, önümüzdeki yılların çalışma programını ve projelerini belirleyeceğiz. Antalya 4.0 projeleri ve veri merkezi çalışmamız devam edecek. İklim değişikliğini gündemimize alıyoruz, çünkü bundan sonra doğal afetler sürekli karşımıza çıkacak. Artık kent ekonomisi ve işletmelerimiz her tür afete dayanıklı olmak zorundadır. Antalya ekonomisini bilişim ekonomisiyle zenginleştireceğiz"

BİLİŞİM VADİSİ

Projeler hakkında da konuşan Çetin, “Bilişim vadisi gibi projelerde, toplu işyeri ve özellikle akıllı lojistik gibi alanlarda sizin ve TOBB’un öncülüğünün büyük katkı sağlayacağına inanıyorum. Aslında TOBB’un zaten BALO gibi projeleri var. Bizim gibi illerin de akıllı lojistik projelerine ihtiyacı var. Bir şirketle lojistik merkezleri projelerini birlikte gerçekleştirebiliriz. Gelecek yıl için bir başka projemiz, benim geçen dönem düşündüğüm, ama ertelediğimiz bir konu olan yerel ürünler mağazaları projesidir. Bununla Antalya markalarının reklamını yapacağız. Turizm, sanayi, ticaret entegrasyonunu sağlayacağız, kırsal turizmi ve alternatif turizmi de desteklemiş olacağız” diye konuştu.

CUMHURİYETİN 100. YILI SEMBOLÜ

Cumhuriyetin 100. Yılı sembolünü hep birlikte düşünmek gerektiğine dikkat çeken Çetin, sözlerini şöyle noktaladı: “Bu dönem hep birlikte düşünmemiz gereken bir konu, Cumhuriyetimizin 100. Yılı sembolüdür. Antalya’nın 100. Yıl sembolünü hep birlikte düşüneceğiz ve 2023 yılı için proje geliştireceğiz. Bu sadece ATSO projesi olmamalıdır, Antalya’da yaşayan herkesin maddi ve manevi olarak katılması gereken bir projedir. Bütün kurumlarla birlikte düşüneceğiz, gerekirse bir yarışma başlatarak hep beraber gerçekleştireceğiz. Sözlerimi, Cumhuriyet Bayramımızı kutlayarak tamamlamak istiyorum. Bildiğiniz gibi, gelecek yıl, Antalya’nın İtalyan işgalinden kurtulmasının 100. Yılıdır. Geçen mecliste de söyledim. 99 yıl önce İtalyan gemisinden bir avuç asker şehrimize gelip bayrak astılar. Sadece Antalya değil, birçok ilimiz uzun süre yabancı bayraklar altında yaşadı”

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu yapmış olduğu konuşmada, “Salgının başladığı ilk andan itibaren Odalarımızla ve Borsalarımızla birlikte hızlı bir çalışma gerçekleştirdiklerini belirten Hisarcıklıoğlu "Tüm illerden ve sektörlerden bilgileri topladık. Antalya TSO Başkanımız Davut Çetin de, TOBB Yönetiminde mesai arkadaşım olarak dertlerinize tercüman oldu, sizlerin taleplerini TOBB yönetimine getirdi. Allah hem onun, hem de sizlerin, emeklerinden ve gayretlerinden razı olsun. Biz de tüm bunlarla, 70 maddelik bir öneri seti hazırladık. Mart ayında sayın Cumhurbaşkanımıza sunduk. Bunların büyük bir kısmı hayata geçti" dedi.

Yapılan çalışmaları özetleyen Hisarcıklıoğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Pek çok sektörde Muhtasar-KDV-SGK ödemeleri 6 ay ertelendi. Turizm-Restoran-Yolcu Taşıma sektörlerindeki KDV 8’den 1’e indirildi. İş Yeri Kira stopajı yüzde 20’den yüzde 10’a düşürüldü. Kredi Garanti Fonu (KGF) kefalet kapasitesi artırıldı. 250 milyar liradan 500 milyar liraya yükseltildi. KGF teminatıyla Kamu Bankaları düşük faizli kredi paketleri çıkardı. 200 bin işletmeye 150 milyar lira verildi. KGF teminatıyla TOBB Nefes Kredisi başlatıldı. Kısa Çalışma Ödeneğinden yararlanma şartları iyileştirildi. 600 gün süresi 450 güne, 120 gün şartı 60 güne indirildi. Sonrasında da odalarımızla ve borsalarımızla koordinasyon içinde, çalışmaya devam ettik. Sizlerin taleplerinizi hükümete ilettik. İşte en son, eğitim sektöründeki KDV oranı indirildi. Kısa çalışma ödeneğinden faydalanma süresi 2021 ocak sonuna kadar uzatıldı. Yatırım Teşvik sisteminde ilçe bazlı yeni bir sistem başlatıldı. Turizm sektörüne özel bir finansman destek paketi çıkarıldı. Kamu bankaları mikro işletmelere (cirosu 3 milyona kadar) yönelik destek kredisi başlattı. Son olarak da, istihdamın teşvikine dair yeni bir düzenleme çıkıyor. Vergi ve SGK dahil tüm kamu borçlarına 3 yıla kadar taksitle ödeme imkanı getiriliyor”

İHA