Antalya'da zorunlu göç masaya yatırıldı
Antalya Diplomasi Forumu’nda zorla yerinden edilmenin küresel etkileri konuşuldu. Bangladeşli danışman Md. Touhid Hossain, Myanmar’daki çatışmalar nedeniyle ülkelerine dönemeyen binlerce Rohingya çocuğun "gelecekten umudunu kestiğini" belirtirken, Dış İlişkiler Direktörü Murat Yeşiltaş ise Suriyelilerin gönüllü dönüşünün ancak Suriye’de güvenlik, siyasi istikrar ve ekonomik yeniden yapılanmayla mümkün olabileceğini vurguladı.
"Zorla Yerinden Edilme ve Uluslararası Sorumluluk Paneli"nde, çatışma, kriz ve iklim değişikliği nedeniyle sayısı giderek artan zorunlu göçlerin küresel etkileri masaya yatırıldı. Antalya Diplomasi Forumu kapsamında düzenlenen oturumda, yükün sadece belirli ülkelere bırakılmasının sürdürülemez olduğu belirtilerek, uluslararası dayanışmanın artırılması çağrısında bulunuldu.
"ÜÇ BUÇUK YILDIR
MYANMAR’DA İÇ SAVAŞ DEVAM EDİYOR"
Panelde konuşan Bangladeş Halk Cumhuriyeti Danışmanı Md.
Touhid Hossain, Myanmar’daki çatışmaların bölgesel etkilerine dikkat çekerek,
"Üç buçuk yıldır Myanmar’da iç savaş devam ediyor. Rahanlar da bu savaşa
dahil oldular ve durum son derece belirsiz. O bölgeyi kontrol edenler devlet
dışı aktörler. Askeri rejim bölgede hâkimiyet kurmuş durumda, etnik gruplar ise
boyun eğmiyor. Şu an onları geri göndermek çok zor. Tarihte bu tür çatışmaların
müzakereyle çözüldüğüne dair örnek yok; genelde çatışmayla çözülüyor. Erk
sahibi olanlar bazen suç işliyor. Yıllar geçtikçe sorun daha da
karmaşıklaşıyor" dedi.
"BİNLERCE ERKEK
ÇOCUK, TÜNELİN SONUNDA UMUT GÖRMÜYOR"
Bölgede büyük kamplarda kontrolün kaybedilmeye başlandığını
ifade eden Hossain, "Bazıları terörist gruplar, bu yüzden kümülatif çözüm
gerekiyor. Binlerce erkek çocuk, tünelin sonunda umut görmüyor.
Sessizleşiyorlar, gelecekten beklentileri kalmıyor. Uluslararası toplum bu
kişileri layıkıyla geri göndermezse, tablo bu şekilde kalacak. Ne olursa olsun
bunun üstesinden geleceğiz" ifadelerini kullandı.
"SUÇ KURULUŞLARI
BU PİYASADAN ÇOK PARA KAZANIYOR"
Uluslararası Göç Politikaları Geliştirme Merkezi (ICMPD)
Genel Direktörü Michael Spindelegger ise göç akınlarının arkasındaki suç
şebekelerine dikkat çekti. Spindelegger, "Suç kuruluşları bu piyasadan çok
para kazanıyor. Bu insanların bir kısmı göçmen. Ne gibi örgütler var diye
araştırdık, büyük yapılar olduğunu düşündük ama küçük küçük yapılardan
oluşuyor. Asıl sorun şu: Çözümü nasıl sunabiliriz?" dedi.
Göçmenlerin Avrupa’ya giderken yanlış vaatlerle hareket
ettiğini belirten Spindelegger, "Göç kaynak merkezleri kurduk, orada
gerçekçi bir tablo sunuyoruz. Gidecekleri yerin cennet olmadığını görüyorlar
artık. İkinci yol olarak yasal göçmenlik süreçlerinin geliştirilmesi gerekiyor.
Avrupa yaşlanıyor, genç nesle ihtiyacımız var. Üçüncü yol ise, göç kaynak
bölgelerindeki insanları çeşitli kurumlarla eşleştirerek onları doğru şekilde
yönlendirmek. Eğer bu insanları misyon dahilinde gönderirseniz, bir daha geri
dönecekler. İnsan kaçakçılarının altındaki halıyı çekmemiz lazım" diye
konuştu.
"TÜRKİYE
GERÇEKTEN İSTİSNAİ BİR DURUM"
Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu üyesi ve SETA Dış
Politika Araştırmaları Direktörü Murat Yeşiltaş ise Türkiye'nin göç
meselesindeki özgün konumunu vurgulayarak, "Türkiye gerçekten istisnai bir
durum. Gerekli uluslararası desteği bulmakta zorlandık. Türkiye’ye gereken
desteğin verilmemesi, dirençli göçmenlik olarak geri döndü. Bu yük neden adil
olmayan düzeyde paylaşılmıyor? Büyük aktörlerin bazı konulara yol vermesi,
aksaklıklara neden oluyor" dedi.
Suriye krizine dikkat çeken Yeşiltaş, "2011’den bu yana
3 buçuk milyon göçmenden bahsedebiliriz. Türkiye, stratejik zorluklarla karşı
karşıya kaldı. Esad rejiminin çökmesi, Türkiye’ye yeni fırsatlar sundu ama
uluslararası anlaşmaların hukuki çerçeveleri de sıkıntı oluşturuyor. Türkiye’de
göçmen zıttı söylem bazı siyasal yapılarca kullanılıyor. Göçün kök sebeplerini
anlayarak iletişim kurulması gerekiyor" ifadelerini kullandı.
"TAHMİNİ OLARAK
50 BİN KADAR SURİYELİNİN TÜRKİYE’DEN AYRILDIĞINI SÖYLEYEBİLİRİZ"
Suriye’ye dönüş sürecinde henüz net bir tablonun olmadığını
kaydeden Yeşiltaş, "Tahmini olarak 50 bin kadar Suriyelinin Türkiye’den
ayrıldığını söyleyebiliriz. Ancak bu süreç yeni başlıyor. Güvenliğin tam
anlamıyla sağlanması, anayasa yazımı, altyapının yeniden kurulması ve
uluslararası ambargoların kaldırılması gibi çok yönlü bir çabaya ihtiyaç var.
Uluslararası yaptırımlar kalkmadan Suriye'de kalkınma mümkün değil" diye
konuştu.
Yeşiltaş, son olarak Gazze’de yaşananlara da değinerek,
"Gazze’de bir savaş var ve İsrail soykırım yapıyor. Bu nasıl müzakereyle
çözülecek? Mülteci problemini önce burada çözmemiz gerekiyor. Şiddetin
mantığıyla ilgili uluslararası bir kabul geliştirilmeden çözüm mümkün değil. Bu
sadece bölgesel değil, küresel bir problem" değerlendirmesini yaptı.
Panelde, sürdürülebilir geri dönüş politikalarının oluşturulması, güvenliğin
sağlanması ve uluslararası hukuk çerçevesinde dayanışma mekanizmalarının
güçlendirilmesi gerektiği vurgulandı.
İHA