ANTALYA’DA SANKİ BİR GİZLİ EL VAR GİBİ

Antalya’ya ben geleli 30 yıl oldu. Kendimi en az doğma büyüme, yedi göbek Antalyalı gibi hissediyorum. Çünkü anne tarafından öz be öz Antalya Aksekiliyim. Belen Köyü’nden.

Mesleğim gereği haber olabilecek her konuyu araştırmak sonra yazmak yegane prensibim oldu. Fakat öyle konular var ki ne kadar araştırsam bile sonuca ulaşamadıklarım oldu. Bu şehirde son dönemlerde herkes siyasetin peşine takıldı gidiyor. Kimisi İL BAŞKANLIĞI derdinde kimisi de MİLLETVEKİLİ ADAYI olabilmek için varını yoğunu ortaya koymakta.

Tabi bunu kimisi NAMUSLU bir şekilde yaparken kimisi de GAYRİ AHLAKİ ve AHLAKİ DEĞERLERİ HİÇE sayarak yapıyor. Bir de bu işleri GİZLİ EL ile yapanlar var. İşte mesele burada. İş burada çetrefilleşiyor. Bu sadece siyasette mi? Bu sorunun cevabı hayır olacaktır. Antalya’da son dönemde her alanda GİZLİ EL’in varlığını herkes hissediyor.

Bu GİZLİ EL kimi zaman siyaseti, kimi zaman ANTALYASPOR’u, kimi zamanda İŞ DÜNYASINI dizayn ediyor. Bu yaşananları da bu şehrin sahipleri FİLM GİBİ izliyor. Hadi SİYASET kendi mecrasında işliyor, İŞ DÜNYASI kendi çarkını çeviriyor diyelim. Ya ANTALYASPOR? İşte burada işler öyle yürümüyor. İşleyen ÇARKA ÇOMAK SOKULUYOR!

Bir dönem GÜLTEKİN GENCER’in Antalyaspor’da başkan olduğu dönemde kulübün bütün gelirleri yok edilmiş, kaynakları kesilmişti. Hatırladınız mı? Hatırlayamayanlar geçmişi bir incelesin. Yani o dönemde de o malum GİZLİ EL, kendi emelleri uğruna takımın ligden düşmesi için elinden gelini yapmış mıydı? Bu sorunun cevabını o dönem YÖNETİMDE YER ALANLAR iyi biliyordur.

Sonuçta ANTALYASPOR’u o malum GİZLİ EL ve EKİBİ kırmızı beyazlıları paraşüt gibi LİGDEN DÜŞÜRDÜ. Fatura ise GENCER ve ekibine kesildi. Bilmeyenler geçmişe baksın. Şimdi gelinen noktada aynı GİZLİ EL tekrar ortaya çıktı. Antalyaspor’un gelir kaynakları bir bir yok edilerek, engellenerek İŞLEYEN ÇARKA ÇOMAK SOKULDU!

Antalya’nın marka değeri AKREPLER, mehter takımı gibi bir ileri iki geri misali gitmeye başladı. Geçmişi hatırlayanlar bu SENORYOYU iyi hatırlayacaktır. O dönemde olduğu bu dönemde de o malum GİZLİ EL yine aynı SENARYOYU sahneye koymuş gibi. Hedef bu kez AZİZ ÇETİN ve yönetimi. Elleri kolları bağlanmak isteniyor.

Peki ne oluyor sizce? Ben kısaca yukarıda örnek verdim aslında ne yapılmak istendiğine dair. Beyler, bayanlar, Akrep’e gönül verenler, huuuu. Duyanlar duymayanlara anlatsın, okuyanlar okumayanlara okutsun! Uyanın eyyyy ANTALYASPORLULAR. O malum GİZLİ EL kırmızı beyazlı takımı LİGDEN DÜŞÜRMEK için her türlü SENARYOYU vizyona soktu haberiniz ola!

Siz vıttırı vızzık işlerle birbirinizi yerken ANTALYASPOR üzerinden GİZLİ HESAPLAŞMALAR yapılıyor. Aman oyuna gelmeyin. Yoksa gidilecek yer ve sonuç belli. Ha birileriniz çıkıp O GİZLİ ELİ kim diye sorarsa, son birkaç aydır yaşananlara bakın, iyi bir tahlil edin, akıl süzgecinizden geçirin kim olduğunu bulursunuz derim.

Zaten yabancı da değil. Benden uyarması.

NASIL OLUR ANLAMADIM

Türkiye’nin son dönemlerde başı telefon ile dolandırıcılık, sahte hakim, savcı gibi dolandırıcılarla başı dertte. Hedefi yaşlı insanlar. Bunların içinde profesörler bile var. Yanlış anlaşılmasın dolandırılanlar arasında. Bunu sağır sultan bile duydu mu? Evet duydu. Her gün televizyon kanalları ve gazetelerde bu konuyla ilgili haberler var. Taktik hep aynı.

Hatta öyle dolandırıcılıklar var ki, valilerin ve belediye başkanlarının adı kullanılarak yardım talep ediliyor. Yani bu konuları bilmeyen yoktur. Varsa da dünyadan bi haber demektir. Şimdi dün ajanslardan Muratpaşa Belediyesi’nin 600 bin lira dolandırıldığı yolunda bir haber düştü gazete ve televizyonlara. Şöyle bir göz attım habere tam bir saflık.

Klima bakım servisi sahibi Asım Ç., belediye yetkililerine babasının vasiyeti üzerine kamu kurumlarına ücretsiz klima bakımı yapacağını belirterek, 8 spor tesisindeki 30 klimayı söküp götürmüş. Gel zaman git zaman bu klimalar ne tamir edilmiş ne de geri iade edilmiş. Karşılıklı telefon görüşmeleri, parça beklentisi falan filan derken zaman uzayıp gitmiş.

Sonra Asım Ç., kendini arayanlara klimaları almadığını söyleyip üstüne yatmış. Bu aşamada adımın işyerine gidip bir görevli kontrol yapmış mı yapmamış mı belli değil. Sonra, belediye işe uyanıp DOLANDIRILDIK EY HALKIM diyerek savcılığa suç duyurusunda bulunmuş. Tıpkı telefon dolandırıcılarının kurbanları gibi.

Yahu, bu belediyenin başkanı avukat değil mi? Hadi onu atladınız böyle bedava işe bir kamu kurumu nasıl BALIKLAMA ATLAR hiç mi düşünmediniz bu işin içinde ne var diye? Ama aklıma deli sorular getiriyor bu DOLANDIRICILIK olayı. Acaba İMAR YOLSUZLUKLARI ile sıkça anılan belediyede bu işte kimin parmağı var diye.

BU KEZ OLSUN GARİ

Manavgatlıların uzun süreden beri beklediği Manavgat Devlet Hastanesi’nin ihaleyi nihayet yapılmış. Bunu Milletvekili İbrahim Aydın’ın sosyal medya paylaşımından öğrendik. Hastanede 300 yatıklı olacak ama sonra bu 400’e çıkartılabilecekmiş. A sınıfı da olacakmış.

Son sistem teknoloji ile donatılacağı belirtilen hastanede, 225 hasta yatağı, 50 ileri seviye yoğun bakım yatağı, 20 palyatif yatak sayısı, 11 adet tam donanımlı ameliyathane ve 110 poliklinik, kalp ve onkoloji merkezi, yanık tedavi ünitesi 5 mahkum yatağı, helikopter pisti de yer alacakmış.

Tabi bu yapıldıktan sonra eski hastanede kullanılmaya devam edecekmiş. Umarım hastane kısa sürede yapılır ve Manavgatlıların derdine derman olur, söylentilerinde önüne geçilmiş olunur.