Antalya'da Polat’tan ‘orman halk’ ilişkisi mesajı
Tarım ve Orman Bakanlığı 2024 yılı faaliyetleri Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Abdulkadir Polat ve Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey’in katıldığı toplantıda değerlendirildi. 2025 yılı için temennilerde bulunan Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Abdulkadir Polat,
Tarım ve Orman Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğü "Orman Yangınlarına Karşı Kurumsal Kapasitenin Artırılması ve Politikaların Güçlendirilmesi" amacıyla önemli bir eğitim programı düzenledi. Antalya Uluslararası Ormancılık Eğitim Merkezi’nde gerçekleştirilen program, Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Abdulkadir Polat, Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey, orman bölge müdürleri ve daire başkanlarının katılımlarıyla yapıldı.
“2024 YILI BİRÇOK AÇIDAN HAREKETLİ BİR YIL OLDU”
2024 yılına dair değerlendirmelerde bulunan Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Abdulkadir Polat, “Bugün burada, yalnızca geçmiş yılı değerlendirmekle kalmayacak, yaşadıklarımızdan yola çıkarak gelecek yıllarda, ‘Nasıl daha iyi olabiliriz’ sorusunun cevabını arayacağız. 2024 yılı birçok açıdan hareketli bir yıl oldu. Ormanlarımızın korunması, geliştirilmesi ve ülke ekonomisine katkı sağlanması adına büyük hedeflerle yola çıktık ve çok şükür ki yıl boyunca bu hedeflere ulaşmak için hep birlikte özveriyle çalıştık.
Bu
süreçte; yurdumuzun dört bir yanını ağaçlandırdık, toprağımıza sahip çıktık.
Ağaçlandırma çalışmalarında, her türlü manipülasyona rağmen teşkilatımız büyük
bir gayretle; dikmeye, ekmeye devam etti. Bu kararlılık, uluslararası camiada
ülkemizi gurur verici zirvelere taşıdı” dedi.
130 BİN ORMAN
GÖNÜLLÜSÜYLE MÜCADELE
“Orman yangınlarıyla mücadele yalnızca alevlerin
söndürülmesiyle nihayete ermez” diyerek sözlerini devam eden Polat, şu şekilde
konuştu:
“’Nasıl olsa sezonu bitti’ demeden, önleyici faaliyetlere bir an önce başlanılmalıdır. 24 saati aşan veya medyatik destinasyonlardaki yangınların uzama sebeplerinin üzerinde düşünerek bunların ‘ekrana düşmesine’ mani olamazsak, algı olgunun önüne geçer; önlediğimiz ve başarıyla söndürdüğümüz binlerce yangındaki emeği ne yazık ki çöpe atmış oluruz. Ormana mücavir ziraat toprakları, enerji nakil hatları ile emniyet şeridi ve ulaşım engeli çözülmemiş kısımlar sezon dışında taranarak tedbirler artırılmalıdır.
Bildiğiniz gibi, orman yangınlarıyla mücadelemiz ve sonrasında, rehabilitasyon
için verdiğimiz çabalara zaman zaman vatandaşlarımızı da ortak ediyoruz.
Yaklaşık 130 bin orman yangın gönüllüsü ve fidan dikim kampanyalarında alanları
dolduran milyonlar, verdiğimiz çabaların topyekûn yürütülmesi gerektiğinin en
bariz görüntüsüdür.”
‘ORKÖY’ İLE ORMAN
KÖYLÜSÜ YERİNDE KALKINIYOR
Orman Benim ve Milli Ağaçlandırma Günü kapsamında toplumun
her kesimini seferberliklere dahil ederek, doğaya olan sevgi ve saygıyı
artırmayı başardıklarını vurgulayan Polat, “Özellikle Milli Ağaçlandırma Günü
için belirlediğimiz, bu yılki temamız olan 'Geleceğe Nefes, İnsanlığa Nefes',
halkımız tarafından büyük bir coşkuyla sahiplenildi. Orman köylülerimizi
desteklemek adına ciddi ilerlemeler kaydettik. Kırsal kalkınmayı destekleyen
projelerimizle, orman köylerimizde yaşayan vatandaşlarımızın refah seviyesini
artırmayı hedefledik. Artık ulusal bir marka haline gelmiş olan ‘Orköy’ ile
hayatın her alanına dokunan projelerle orman köylümüz yerinde kalkınmaktadır”
diye belirtti.
“EKOTURİZMİ DÜNYANIN
HİZMETİNE SUNUYORUZ”
“Yeşil Vatanı korumakla sadece ormanda bulunan ağaçları
korumuyoruz” diyerek ifadelerine devam eden Bakan Yardımcısı Polat,
“Ormanlarımızın barındırdığı binlerce ekosistemi, emsalsiz biyoçeşitliliğimizi
de koruyoruz. Klasik ormancılığı aşan
vizyonla, ormanlarımızın sahip olduğu tüm fonksiyonları ile birlikte hayata
değer kattığının farkında olmalıyız. Turizme yeni bir soluk getiren, ekoturizm
kavramıyla, ülkemizin eşsiz tarihî ve turistik değerlerini birleştirerek,
dünyanın hizmetine sunuyoruz. Bu alanlar sadece dinlence mekanları değil, aynı
zamanda oluşturdukları istihdam ve ekonomik faydaları itibariyle özellikle
bölge insanı için değerlidir” diye vurguladı.
İklim değişikliği ile mücadelede ormanların rolünün her
geçen gün daha da arttığına dikkati çeken Polat, ”‘Karbon yutak’ alanlarının
genişletilmesi, ülkemizin uluslararası taahhütlerini yerine getirmesi açısından
kritik bir öneme sahiptir. Unutmayalım ki, doğa ile uyumlu bir kalkınma modeli,
yalnızca bugünün değil, gelecek nesillerin de yaşam standardını belirleyecek en
önemli faktördür” şeklinde konuştu.
İLK MÜDAHALEYİ 11
DAKİKAYA İNDİRDİK
Orman yangınlarına müdahale süresinde son yıllarda büyük gelişme gösterdiklerini kaydeden Polat, “Ortalama ilk müdahale süremizi 40 dakikalardan 11 dakikaya indirdik. Yangınların tamamen kontrol altına alınması ortalamamız ise 4 saat. Bu sürenin aşıldığı yangınlar genellikle ulaşım sorunu olan yangın bölgesine insan değil bazen hayvanın dahi çıkamayacağı dik, sap, kayalık araziler olabiliyor. Bu da süreyi uzatabiliyor.
Bunların sayısı gün içinde 1-2 veya ayda 3-4 olabiliyor. Bu süre uzadığında ekrana düşüyor. Dolayısıyla yaklaşık 3 bin yangının içinde. Bunların sayısı 10’u geçmiyor. Dolayısıyla o yangınlarda bir hektarı geçmeyecek şekilde söndürdüğümüz yangınlar ne yazık ki verdiğimiz bütün emekler sanki sadece uzayan yangınlar söz konusu olmuş gibi teşkilata da bir haksızlık oluyor. Özellikle sosyal medyada. Biz bunları kamuoyuna doğru anlatmak zorundayız. Yangınlara müdahale kapasitemizi geliştiriyoruz. Geleceğe yeşil bir Türkiye bırakmak için var yüzümüzle çalışıyoruz” dedi.
Sosyal medyadan yanan alanların imara açıldığı yönünde
iddialarını da açıklayan Polat, “Her defasında söylediğimiz gibi Anayasa’nın
hükmüne göre Yanan alanlar tekrar ormanlaştırılır. Biz de bunu bir yıl
içerisinde gerçekleştiriyoruz. Başka türlü bir örneği Türkiye'de
bulunmamaktadır. Bir alanda rant amaçlı düşünen bir kişinin en son isteyeceği
şey oranın yanmasıdır. Yandığı zaman hiçbir işlem yapılamıyor ağaçlandırma
dışında” diye kaydetti.
“‘TARIM SAHADA’
FAALİYETİNİN BENZERİNİ İCRA EDECEĞİZ”
“2025 yılında, sahip olduğu misyon ile daha güçlü bir Türkiye’ye uyanacağız” diyerek sözlerine devam eden Polat, “Aynı şekilde Orman Teşkilatımız da güçlü olmalı ve ülkemizin 2053 yılı vizyonuna uygun atılımlar gerçekleştirmelidir. Kabuğunu kırmış bir Türkiye’nin kabuğuna sığmayan bir kurumu olan Orman Teşkilatı, inanıyorum ki yaptığı çalışmalarla övünç kaynağı olmaya devam edecektir.
Türkiye Yüzyılında, alt yapı ve hammadde ihtiyacı
çerçevesinde, orman alanlarımızdan izin talepleri ve oluşan kentsel baskıyı,
koruma-kullanma dengesinde makul ölçülerde karşılayabilmeli, yapıcı çözümlerle
desteklemeliyiz. Orman-halk ilişkisini sağlıklı bir şekilde geliştirmek için;
alana daha çok çıkmalı, alanda personel ve araç görünürlüğünü artırmalı,
mücadelemizde halkımızı da yanımıza almalıyız. Bakanlığımızca uygulamaya
konulan, haftada bir gün ‘Tarım Sahada’ faaliyetinin benzerini Orman
Teşkilatımız için de icra edeceğiz. Sahaya, köye, kahveye inerek köylüye,
ahaliye, kamuoyuna dokunmak, yaptıklarımızı anlatmak, varsa taleplerini almak
olağanüstü çıktıları olan eylemlerimiz olacaktır” ifadelerini kullandı.
“DÜNYANIN ÖRNEK
ALDIĞI BİR ÜLKEYİZ”
Türkiye Ormancısı dünya ormancılığının içerisinde başarılarla parmakla gösterilen bir teşkilat olduğunu vurgulayan Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey ise “Biz kamu kurumuyuz. Yasaların mevzuatın bize vermiş olduğu görevleri yerine getiriyoruz. Dolayısıyla sanki yaptığımız işlem bununla tamamlanmış gibi değerlendiriyoruz fakat geldiğimiz noktada artık o noktadan biraz daha ileriye gitmemiz gerektiğine de inanıyoruz. Çünkü yaptığımız çalışmaları kamuoyuna, topluma doğru anlatıp doğru bir şekilde anlatıp onları da bu çalışmalarla ilgili bilgilendirmezsek onları bu çalışmaların içine dahil edemiyoruz veya bizim yaptığımız teknik ormancılık çalışmalarını kamuoyu niye yaptığımızı bilmediği için bazen eleştirebiliyor.
Dolayısıyla bizim kamuoyunu, toplumu yaptığımız çalışmaların nedeniyle ilgili ve sonuçlarının ne olacağıyla ilgili de doğru bir şekilde bilgilendirmemiz gerektiğini ifade etmek istiyorum. Tabii biz Türkiye Ormancıları olarak diyoruz ki bu kadar tecrübemiz var, güzel çalışmalar yapıyoruz. Işte ağaçlandırmada yaptığımız başarılı çalışmalarla diğer dünya ülkelerinin örnek aldığı bir ülkeyiz. Fakat çok iyi şeyler yapıyoruz. En iyisini yaptığımızı iddia edersek gelişimimizi durdurmuş oluruz. Yaptığımız bu çalışmalarla birlikte dünya ormancılığını da takip edip izleyip onların da neler yaptığını değerlendirmemiz ve çalışmalarımızda ne şekilde değerlendireceğimizi ne şekilde katkı sunacağını da eklememiz gerekiyor yaptığımız çalışmalara” dedi.