Antalya'da otopsi raporu dehşeti ortaya koydu
Antalya'da bisikletle gezdiği sırada bir kafeterya valesini bıçakla yaralayıp, 15 dakika sonra ise bir trompet sanatçısını bıçaklayarak ölümüne neden olan sanığın yargılanmasına başlandı. Sanığın tutukluluk halinin devamına karar verilen ilk duruşmada, akıl sağlığıyla ilgili resmi rapor beklendiği için dava ileri bir tarihe ertelendi.
27 Eylül 2024 gecesi saat 01.00 sularında, Muratpaşa İlçesi'nde bulunan bir kafeteryaya giden Polat Dereli, vale olarak çalışan Osman Dere ile tartışmaya girdi ve bıçakla saldırdı. Yaralanan Osman Dere, hastaneye kaldırılırken, Dereli bisikletiyle olay yerinden uzaklaştı. Yaklaşık 15 dakika sonra ise Antalya Büyükşehir Belediyesi Bando ve Kent Orkestrası'nda trompet sanatçısı olarak görev yapan Deniz Akten ile tartışmaya giren sanık, Akten'i 48 bıçak darbesiyle ağır yaraladı. İhbar üzerine olay yerine gelen ekipler, Akten'in hayatını kaybettiğini belirledi.
Cinayet Büro ekiplerinin olay yeri incelemesi yaptığı sırada
Dereli'nin olay yerinde olduğu ve çalışmaları izlediği fark edildi. Polisler
tarafından yakalanan Dereli, çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine
gönderildi.
Polat Dereli hakkında hazırlanan iddianamede "kasten
öldürme", "kasten öldürmeye teşebbüs", "genel güvenliği
tehlikeye sokma" suçlarından yargılanması istendi. Savcılık, sanığın
canavarca hisle hareket ettiğini ve rastgele insanlara saldırarak toplum
güvenliğini tehdit ettiğini belirterek en ağır cezanın verilmesini talep etti.
OTOPSİ RAPORU: 48
BIÇAK DARBESİ
Antalya Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanan otopsi
raporunda, Deniz Akten'in vücudunda toplam 48 bıçak darbesi tespit edildi.
Raporda, göğüs, sırt, boyun ve karın bölgelerindeki 12 kesici-delici alet
yarasının öldürücü nitelikte olduğu belirtildi. Akten'in ölümüne, büyük damar
yaralanmaları ve iç organ hasarı nedeniyle meydana gelen yoğun iç ve dış
kanamanın sebep olduğu kaydedildi. Ayrıca, bazı yaraların göğüs kafesini
delerek akciğer ve mideye ulaştığı tespit edildi. Akten'in vücudunda ateşli
silah yarasına rastlanmadığı raporda yer aldı.
KATILMA TALEBİ
Deniz Akten'in annesi Fatma Akten ve babası Aydın Akten,
avukatı Ömer Faruk Doğruyol aracılığıyla mahkemeye sunduğu dilekçede, sanığın
canavarca hisle hareket ettiğini belirterek davaya katılma talebinde bulundu.
Dilekçede, sanığın "toplum içinde rastgele insanlara saldırarak genel
güvenliği tehlikeye attığı ve olaydan sonra yapılan incelemeleri izlediği"
vurgulandı. Aile, sanığın en ağır cezayı almasını talep etti.
SANIK, SUÇLAMALARI
REDDETTİ
Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde ilk kez hakim karşısına
çıkan sanık Polat Dereli, savunmasında suçlamaları kabul etmedi. Dereli, olay
gecesi denize girdiğini ve geceyi sokakta geçirdiğini söyleyerek, "Olay
tarihi öncesinde 1,5 aydır sokakta arabamda kalıyordum, olay günü
arkadaşlarımla Karpuz Kaldıran Askeri Kampının bulunduğu bölgede denize
girmiştim, hava soğuduğu için arabamın bulunduğu kaldığım Çarşamba pazarına
doğru yürümeye başladım, yürürken bir sivil bir araç beni durdurdu, polis
olduğunu söylediler, beni gözaltına aldılar. Elimde bıçak yoktu. Maktul Deniz
Akten ve huzurda bulunan Osman Dere'yi tanımam, kendilerine yönelik herhangi
bir yaralama ve öldürme eyleminde bulunmadım, olayı ben gerçekleştirmedim
hatırlamıyorum. Beraatimi ve tahliyemi talep ederim" dedi.
Sanığın avukatı da, "Müvekkilim bipolar bozukluk
hastasıdır. Ruhsal durumu detaylıca incelenmelidir. Adli Tıp Kurumu'ndan
gelecek rapor, yargılamanın seyrini değiştirebilir" şeklinde beyanda
bulundu.
"YÜZ FELCİ
GEÇİRDİM"
Olay sırasında bıçaklı saldırıya uğrayan müşteki Osman Dere,
mahkemede yaşadıklarını detaylı bir şekilde anlattı. O gece kafeteryada
çalıştığını, valelik yaptığını ve olay anında arkadaşlarıyla iş yerinin önünde
oturduğunu belirten Dere, şu ifadeleri kullandı: "Polis arabası
geldiğinde, benden kahve istediler. Kendilerine kahve verdim. O sırada sanık
vale masasındaydı ve polisleri görünce geri çekildi. Ortam kalabalık olduğu
için bir şey hissetmedim ve arkadaşlarımın yanına geri döndüm. Ancak bir süre
sonra sanık geçerken bana doğru bakmaya başladı. Yanımda bulunan arkadaşım
Berkay, sanığın bana baktığını fark etti ve beni uyardı. Bunun üzerine ben de
sanığa 'Buyur abi, bir şey mi istiyorsun?' diye sordum. Bana 'Sen biliyorsun'
dedi. Ben de 'Ne biliyorum?' diye sordum. 'Bir şey söyleyeceğim' dedi. Sadece
soru soracağını düşündüğüm için yanına gittim. Tam o sırada birden bıçağını
çekerek sol kulak altıma sapladı. Şoke oldum ve hemen geri çekildim, fakat
sanık hızla göğsüme de bıçağı sapladı. Can havliyle içerideki kalabalığa doğru
kaçtım. Yaralandığımı görenler hemen müdahale etti. Sanık ise olay yerinden
hızla kaçtı."
Osman Dere, saldırının ardından yüz felci geçirdiğini ve
uzun süre iş göremez hale geldiğini belirterek, ameliyat olmak zorunda
kaldığını söyledi. Sanıktan şikayetçi olduğunu vurgulayan Dere, "Davaya
katılma talebim var. Sanığın en ağır şekilde cezalandırılmasını istiyorum"
dedi.
"ACIYI TARİF
EDEMEM"
Deniz Akten'in anne ve babası Fatma ve Aydın Akten de
mahkemeye katılarak sanığın en ağır cezayı alması gerektiğini belirtti. Baba
Aydın Akten, "Oğlumun kimseyle bir husumeti yoktu. Gece sadece arkadaşına
gitmek için evden çıkmıştı. Sanık hiçbir sebep olmaksızın oğlumu öldürdü. Bir
baba olarak bu acıyı tarif edemem. Sanığın en ağır cezayı almasını
istiyorum" dedi.
"HAYATIMIN EN
BÜYÜK ACISINI YAŞIYORUM"
Anne Fatma Akten ise gözyaşları içinde "Deniz'imi
benden koparan bu caninin en ağır cezayı almasını istiyorum. Hayatımın en büyük
acısını yaşıyorum. Her gün oğlumun sesini duymayı bekliyorum ama artık hiçbir
şey eskisi gibi olmayacak. Adaletin yerini bulmasını istiyorum" diye
konuştu.
"VURULDUM' DİYE
BAĞIRDI"
Duruşmada tanık olarak dinlenen Yiğitcan Günaçtı, olay
gecesi müşteki Osman Dere'nin yanında olduğunu belirtti. Olayın nasıl
gerçekleştiğini anlatan Günaçtı, "Osman'ı görmek için kafeteryaya gittim.
Birlikte oturuyorduk, o sırada Osman bir şeyler söyledi ve ayağa kalktı. Sonra
bir anda içeri girdi ve ‘Vuruldum' diye bağırdı. Yüzü ve göğsü kan içindeydi.
Sanık o sırada hala dışarıdaydı ve elinde bir bıçak vardı. Onu kesin olarak
teşhis ediyorum" dedi.
MAHKEMEDEN ARA KARAR
Mahkeme heyeti, sanığın işlediği suçların kanunda belirtilen
ağır suçlar arasında yer aldığını ve olayla ilgili güçlü deliller bulunduğunu
belirterek, tutukluluk halinin devamına, müşteki Osman Dere'nin yüzündeki sabit
iz için kesin rapor alınmasına, sanığın akıl sağlığının tespiti için İstanbul
Adli Tıp Kurumu'ndan gelecek raporun beklenmesine karar verdi. Bir sonraki
duruşmanın 28 Mayıs 2025 tarihinde yapılacağı açıklandı.
ACILI ANNE KONUŞTU:
"MÜZİĞE BEN ONU TEŞVİK ETMİŞTİM, NOTALARINI KENDİ YAZARDI"
Duruşmanın ardından İhlas Haber Ajansı'na konuşan acılı anne
Fatma Akten, gözyaşları içinde yaşadığı acıyı anlattı. Oğlunun sadece bir
arkadaşına gitmek için dışarı çıktığını, ancak hayatını kaybettiğini belirten
Akten, şu sözleri kaydetti: "Çok üzgünüm. Bir evlat kaybı. Ama sanığın
‘Ben yapmadım' diyerek mantıklı cevaplar vermesi beni şaşırttı ve üzdü. Deniz,
arkadaşına gitmek için evden çıktı. O gece başka bir yerde çalışan arkadaşı
henüz gelmemişti, bu yüzden bandodaki diğer arkadaşlarının çaldığı mekana
uğradı. Onlarla vakit geçirdi, sohbet etti, hatta oradan çektiği bir videoyu
arkadaşına gönderdi. Telefonla haberleşti. Sonra yolda bu korkunç olay yaşandı.
Böyle hastaların tedavi edilmeden toplum içinde bırakılmaması gerektiğini düşünüyorum.
Bir can gitti, gencecik bir çocuk gitti. Ailemiz dağıldı, bizi parçaladı. Çok
üzgünüz."
Fatma Akten, yaşadığı derin üzüntünün hayatına olan etkisini
de anlatarak, "O günden bu yana çok kilo aldım, üzüntüden çok kötü oldum.
Deniz tek evladımdı. Onu büyütmek için her şeyi yaptım, okulunu başarıyla
bitirmesi için hep takip ettim. Çok başarılıydı, notalarını kendisi yazardı.
Arkadaşları onu anlat anlat bitiremiyor. Müziğe ben onu teşvik etmiştim.
Yokluğu çok büyük acı, ağlamadığım gün yok. O gün emniyette kıyafetlerini,
eşyalarını verdikleri torba koyduğumuz gibi hala duruyor. Onu atınca sanki
oğlumu atacakmışım gibi geliyor" ifadelerini kullandı.
İHA