ANTALYA’DA OĞUZLARIN “ONGUN” KUŞLARI

Geleneğe göre Oğuz Han’ın Gün Han, Ay Han, Yıldız Han, Gök Han, Dağ Han, Deniz Han isimlerinde altı oğlu vardı. Bu altı Oğuz boyunun Gün, Ay ve Yıldız hanlardan gelen kollarına Bozoklu ve diğer Gök, Dağ ve Deniz hanlardan gelen kollarına da Üçoklu denilirdi.

***

Bunlardan Bozoklar, orduda ve şölen denilen ziyafetlerde sağ tarafta bulunup derecelerine göre yer alırlardı. En başta Gün Han’a mensup boylar gelir ve bunlar da derecelerine göre sıralanırlardı.

***

Üçoklar da orduda ve şölenlerde Han’n solunda yer alır ve Gök Han’a ait boylar başta olmak üzere diğer boylar da derecelerine göre yerlerini alırlardı. Oğuz Han’ın ölümünden sonra yerine oğlu Gün Han geçmiş ve babasının da vezirliğini yapmış olan Irkıl Hoca’yı veziri yapmıştır.

***

Bir yol gösterici ve öğretici olan Irkıl Hoca bir gün; Oğuz Han’ın çok büyük bir hakan olduğunu, yeryüzündeki ülkeleri fethettiğini, hazinelere ve kıymetli mallara sahip olduğunu belirtmiş ve Gün Han’a birtakım uyarılarda bulunmuştur.

***

Irkıl Hoca zamanla büyüyecek olan Oğuz neslinin birbirine düşman olacaklarını ve kendi aralarında hep savaşıp duracaklarını, bu yüzden bunlar için bir düzen yapmanın gerekliliğini ifade ederek her birinin ayrı ayrı birer mevki ve makama tayin edilmesi ve bunlara göre de onlara birer ad ve unvan verilmesini, ayrıca birer nişan ve damgalarının olması gerektiğini belirtmiştir.

***

Bu teklifi kabul eden Gün Han büyük bir toy düzenledikten sonra Oğuz Han’ın 24 torunu arasında bir taksimat yapılmış ve buna göre herkesin yemekte yiyeceği “ülüş” yani payı, hayvanlarına ve eşyalarına vuracakları damgaları (işaretleri) ve ongun kuşları tespit edilmiştir.

***

Oğuzların bu ongun kuşlarını Moğolların resmi tarihçisi Reşidüddin her dört boya birer avcı kuş ismi şeklinde vermiş, Ebu’l Gazi Bahadır Han ise her boya birer kuş ismi vermiştir.

***

Oğuz boylarının her birinin bir kuşu kendisine bir sembol veya arma olarak almasının temelinde eski Türk inançlarının etkisi vardır.

***

Örneğin töz veya Moğolların deyişi ile ongun diye niteledikleri kavramlar başlangıçta hayvan ve insan şeklinde yapılmış heykelciklerdi. Bunlar o boyun veya o ailenin koruyucuları olurlardı.