ANTALYA’DA HAYAT, İŞKENCEYE DÖNÜŞTÜ
Dünya kenti Antalya’dan, işkence kenti Antalya’ya nasıl dönüştük? Şunun şurasından 20129 seçimlerinden buyana geçen süre belli. Öyle 10-15 yıl falan değil. İyi ki de değil.
Yaklaşık 3 yıl oldu Muhittin Böcek Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkanı olalı. 8 Nisan 2019’da mazbatasını alıp koltuğa oturdu. Hem de, “Birlikte yöneteceğiz” sloganı ile.
Böcek, bir geldi, pir geldi. Sonra ilk icraatı sürgünler, daha sonra da koronavirüs illetine yakalanıp hastanelik oldu. Ölümle pençeleşti. Yani zaman böyle gelip geçti.
Ne bir yatarım ne de vaat ettiği 77 projeden en baba olanları! hayata geçirilmedi. Dünya kenti öyle bir hal aldı ki en basitinden trafik içinden çıkılmaz hal alıp eziyete dönüştü.
Günler günleri kovaladıkça kendisine oy veren Antalyalılara, “Ellerim kırılsaydı da o oyu vermeseydim” dedirtti. Çünkü Böcek’le birlikte cennet Antalya’da hayat, tam anlamıyla cehenneme ve işkenceye dönüştü.
Şimdi şöyle bir düşünün bakalım. Muhittin Böcek, bir dönem “Antalya Ankara’dan zengin” diyen ve Antalya’yı her bakımdan perişan bir hale sokan Mustafa Akaydın’ın bile arattı mı aratmadı mı? Hatta Bekir Kumbul’u bile. Kumbul’da en azından bir gayret vardı, Böcek’te o da yok.
Biraz hafızaları zorlayalım ve kaseti başa saralım. Sayın Böcek’in kendisinden önce trafik çilesi var mıydı yok muydu bu şehirde? Sadece önemli günlerde yani milli bayramlarda Cumhuriyet Meydanı kapanınca trafik sıkışıyordu. Ama son bir yıldır bu çile, günün her saatinde çekilir oldu.
Antalya’da bugünlerde 10 dakikalık yolu, normal zamanda 30 dakikadan önce, akşam ve sabah saatlerinde ise en az 1 saatten önce gidemiyorsunuz. Özel günleri saymıyorum bile.
Bu konuda alınmış bir önlem, yapılmış bir çalışma veya proje ortada yok. Varsa da kamuoyu bilmiyor. Her şey akışına bırakılmış gidebildiği yere kadar gitsin mantığı güdülüyor.
Fakat Böcek şunu unutuyor. Mazbatayı aldığı gün, “Doğup büyüdüğüm bu topraklara vefa borcunu ödemek üzere bana görev verildi” demişti. Bırakın borcu ödemeyi 700 milyon lira kredinin nereye gittiğinin hesabını bile veremiyor!
Böcek, “Ben sen yok, biz varız, birlikte yaparız” dedi ama ecelin elinden kurtulur kurtulmaz kendi reklamını yapmaktan öte işlere tevessül bile etmedi. Yani tribüne oymaya devam etti.
Tekrar dönelim yazının başına. Böcek’e oy verip “Ellerim kırılsaydı” diyenlere. Bu Antalyalı hemşehrilerimiz, çileyi kendi elleriyle davet ettiler. Şimdi bin pişmanlar lakin ne fayda!
Önceki belediye başkanı döneminde Antalya’da tarihe geçecek hizmetler yapıldı. Bütün bunlar görülmedi ve Antalya halkı hizmet yerine algıyı tercih etti öyle değil mi?
Ancak durum öyle bir hal aldı ki Antalya işkence kentine dönüşünce CHP’liler bile burnundan solumaya başladı. Artık algıya karınları tok. Benim bildiğim Antalyalılar zehrin şekerle kaplanarak sunulduğu algılara bir daha pabuç bırakmaz.
BÖYLE SAÇMALIK OLMAZ
Antalya'da Düden Park’ta yıllardır devam eden otopark saçmalığı bir vatandaşın mağdur olması ile tekrar güdeme geldi. Orada bulunan restoran gidenler park ücretinden!
Yani EKDAĞ’a ait olan restoranın müşterisine kıyak yapılıyor öyle mi? Hadi öyle olsun diyelim, peki aracını oraya park eden vatandaşın ne suçu var, niye ücret alınıyor?
Hadi bunu da, “Efendim orası Düden Park’a ait park yeri. Biz orayı işletme için kiraya verdik” diyebilirsiniz. Ancak restoran müşterisine niye kıyak yapılıyor o zaman? Ya herkese paralı olur ya da herkese bedava.
Sonuçta burası Büyükşehir Belediyesi’ne ait bir yerse bu saçmalıktan bir an önce vazgeçilmeli. Aksi halde kavga çıkması muhtemeldir. Zaten öylede olmuş.
Balık restoranında tatlı yiyen Kaya Şimşek, çıkışta fişini göstermiş. Ancak işletmeci, “İllaki balık yemelisiniz yoksa bu fiş geçmez” diye tutturmuş. Gördünüz mü saçmalığı?
Yahu ne yersem yerim sanana ne. İster balık ister tatlı ister salata.
Olay şikayet konusu olmuş ama topu herkes birbirine atmış. Sorun makamında olanlar sorunun bir parçası olmuşlar. Arkadaşlar siz saçmalığı çözmez, restoran otoparkı ile Düden Park’ın otoparkına ayırmadığınız müddetçe bu kavgalar daha çok yaşanır.
Yapmanız gereken sorunu çözüm saçmalığa son vermek. Hadi sizi bekliyoruz.
TEBRİKLER MÜFTÜOĞLU
Antalya’nın öz evladı, Alanyalıların gururu Emin Müftüoğlu, önceki gün Türkiye Bisiklet Federasyonu başkanlığına 5 yıl sonra tekrar seçildi. İlklerin Başkanı Müftüoğlu hak ettiği yere geri geldi.
Erol Küçükbakırcı’nın aday olmadığı genel kurulda delegelerin büyük bir çoğunluğunun oyunu alan Emin Müftüoğlu’nun bisiklet sporunu ar eski günlerine döndüreceğine eminim.
Bunu “Küçükbakırcı bir şey .yapmadı” manasında söylemiyorum. Müftüoğlu’nun uluslar arası ilişkilerini ve geçmişte yaptığı çalışmaları bildiğim için söylüyorum.
Bunun kanıtı da seçilir seçilmez, “2004-2016 yıllarındaki başkanlık döneminde bisiklet tarihimizde ilk kez Avrupa şampiyonu çıkardık. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu'nu yeniden 'World Tour' seviyesine çıkarmayı hedefliyoruz” ifadeleridir.
Yani Müftüoğlu diyor ki, “Yatıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır.” Evet çok haklı. Bende bundan dolayı kendisini ve yönetimindeki arkadaşlarını kutluyor başarılar diliyorum.