Antalya'da domates üretimi düşüyor
Antalya Ticaret Borsası (ATB) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, 2024 yılında Antalya'nın tarım ticaretinde ciddi bir daralma yaşandığını söyledi. Özellikle domates, sebze ve meyve ticaretinde son yıllarda yaşanan düşüşe dikkat çeken Çandır, hal piyasalarının işleyişinin olumsuz etkilendiğini ifade etti.

Antalya Ticaret Borsası (ATB) Ocak Ayı Meclis Toplantısı, Meclis Başkanı Erdoğan Ekinci başkanlığında gerçekleştirildi. Toplantıda konuşan ATB Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, 2024 yılı ekonomik göstergeleri, tarımsal üretim ve ticaret verileri ile 2025 yılı beklentileri hakkında açıklamalarda bulundu. Çandır, özellikle Antalya hallerinde işlem gören domates, sebze ve meyve miktarlarında yaşanan ciddi düşüşe dikkat çekerek, bu durumun piyasa işleyişini olumsuz etkilediğini vurguladı.
“ÜRETİMİN YALNIZCA
YÜZDE 10'U PİYASAYA YANSIDI”
Antalya'nın Türkiye'nin en önemli tarımsal üretim
merkezlerinden biri olduğunu belirten Çandır, buna rağmen hal piyasalarında
işlem gören ürün miktarlarının hızla azaldığını söyledi. Çandır, “Son 10 yılda
Antalya hallerinde işlem gören domates miktarı yüzde 56 oranında düştü. 2024
yılında kentimizde üretilen toplam domates miktarı 2.6 milyon ton olmasına
rağmen sadece 294 bin tonu hallerde işlem gördü. Yani üretimin yalnızca yüzde
10'u piyasaya yansıdı” dedi.
Bu düşüşün yalnızca domatesle sınırlı olmadığını belirten Çandır, “Sebze işlem miktarı yüzde 47, meyve işlem miktarı ise yüzde 38 oranında azaldı. Antalya'nın domates üretimi 2.6 milyon tona, sebze üretimi 5 milyon tona ve meyve üretimi ise 2 milyon tona ulaşmıştır. Yani genel olarak üretimin yüzde 10'u kadar ürün, hallerde işlem görmüştür. Bu durum, gerçekten piyasa bozucu bir mekanizmaya neden olmaktadır. Çünkü yaş meyve sebze piyasasının, çok hızlı ve etkin işleyişe sahip olması gereklidir. Piyasanın etkin işleyişi, toplam miktarın anlamlı yoğunluğunun hallerde işlem görmesiyle gerçekleşebilir” ifadelerini kullandı.
YAŞ MEYVE SEBZE
İHRACATINDA AZALMA
Ekonomik büyümenin öncü göstergeleri üzerinden de
değerlendirmelerde bulunan Çandır, 2024 yılında Türkiye'nin genel ekonomik
büyümesinin yaklaşık yüzde 3 seviyesinde olacağını, ancak tarım sektörünün bu
büyümenin gerisinde kalacağını öngördüklerini dile getirdi. Antalya'da yaş
meyve ve sebze ihracatında yüzde 7.3'lük bir düşüş yaşandığını hatırlatan
Çandır, şöyle devam etti:
“Ülkemiz toplam ihracatı yıllık yüzde 2.1 artarken, kentimiz
ihracatı ise yüzde 1.4 azalmıştır. Tarım ve gıda ihracatımız, ülkemizde yüzde
3.3 artarken, kentimizde yüzde 2.2 azalmıştır. Kentimizin ihracatının
lokomotifi olan yaş meyve ve sebze ihracatı, ülkemizde yüzde 2.4, kentimizde
ise yüzde 7.3 azalmıştır.”
KURULAN ŞİRKET
AZALDI, KAPANAN ŞİRKET ARTTI
Kredi kullanımında yüzde 43'lük bir artış yaşandığını ancak enflasyon karşısında bunun reel bir büyüme getirmediğini söyleyen Çandır, “Diğer taraftan, çekle işlem hacmi, ülkemizde yüzde 71, kentimizde ise yüzde 56 artmıştır. Bu göstergede de reel artış düşük kalmıştır. Buna karşılık protestolu senet hacmi, ülkemizde yüzde 150, kentimizde ise yüzde 258 artarken, karşılıksız çek hacmi, ülkemizde yüzde 211, kentimizde ise yüzde 196 artış göstermiştir. Kurulan ve kapanan şirket sayıları da 2024 yılında hem genel olarak hem de kentimizde, olumsuz değişimler göstermiştir. Ülkemizde kurulan şirket sayısı yüzde 10, kentimizde ise yüzde 21 azalmıştır. Kapanan şirket sayıları ise ülkemizde yüzde 21, kentimizde ise yüzde 46 artmıştır” diye konuştu.
“FAİZ POLİTİKALARI VE
DÖVİZ KURU ÜZERİNDEKİ BASKILAR ENDİŞE VERİCİ”
Merkez Bankası'nın politika faizini yüzde 45'e çekmesine de
değinen Çandır, “Bu durum, hepimizin beklentisi dahilindeydi. Ancak uzun
süredir ısrarla belirttiğim gibi yaşadığımız enflasyon, talep kaynaklı olmaktan
çok arz kaynaklıdır. Yani ciddi bir üretim darboğazından ya da iştahsızlığından
geçmekteyiz. Çünkü üretim maliyetleri, talep piyasasını karşılayacak düzeyin
üzerinde seyretmektedir. Anketlerde de açıkça gördüğümüz gibi maliyet yapımız
ve düzeyimiz, üretim faaliyetleri için açık ara önümüzdeki en büyük engel
olarak görülmektedir. Enflasyonda kalıcı düşüş sağlanmak isteniyorsa işin temel
çözümü, maliyet yapısını bozucu politikalar uygulamamaktır diye düşünmekteyim”
dedi.
Döviz kuru üzerindeki baskıların da piyasada güvensizliğe
neden olduğunu belirten Çandır, şöyle devam etti:
“Döviz fiyatlarının manşet enflasyonun altında bırakılma çabası da ileriye yönelik ciddi bir baskı unsuru oluşturmaktadır. Bu baskı, üretici kesimde endişeye neden olmakta ve belirsizliği gereksiz yere artırmaktadır. Türk lirasının gerçekçi ve sürdürülebilir olmayan değerlenmesi, bir taraftan ihracatçımızı çıkmaza sürüklerken diğer taraftan da yurtiçi üretimi motive etmek yerine ithalatı motive etmektedir. Bu da istediğimiz bir durum değildir.”
“ORMAN ÜRÜNLERİ
ÜZERİNDEKİ YÜKSEK TARİFE ARTIŞLARI KABUL EDİLEMEZ”
Çandır, Orman Genel Müdürlüğü'nün 2025 yılı Döner Sermaye
Bütçesi kapsamında yaptığı tarife artışlarının üreticiler ve ihracatçılar için
büyük bir yük oluşturduğunu belirtti. Çandır, özellikle kekik üretimi için
belirlenen tarife bedelinin yüzde 208 oranında arttığını, Bakanlık Fonu ve KDV
eklendiğinde bu artışın yüzde 308'i bulduğunu dile getirdi. Bu artışların orman
köylülerini üretimden vazgeçmeye zorladığını ve Türkiye'nin uluslararası
pazardaki rekabet gücünü olumsuz etkilediğini vurgulayan Çandır, “Üyelerimizden
gelen talepler doğrultusunda, bu bedellerin makul bir seviyeye çekilmesi için
girişimlerde bulunduk. Konunun takipçisi olmaya devam edeceğiz” dedi.
İHA