ANTALYA BUNLARI HİÇ HAK ETMİYOR!
Antalya’da son
dönemde yaşananlar aklıma bir olaya getirdi. O da hani halk dilinde sürekli
dolaşan ve yaşanan bir olumsuzlukta hemen söylenip benzetme yapılan, “Bayburt
Bayburt olalı böyle zulüm görmedi” sözü.
Hakiye şöyle; “Bir
gün Bayburt'a senfoni orkestrası gelir. Tüm Bayburt halkı bu konseri izlemek
için davetlidir. Konseri merak eden Bayburtlular salonu hınca hınç doldurur.
Konser sonunda bir gazeteci, Bayburtlu bir vatandaşa senfoni konserini nasıl bulduğunu
sorar. Bayburtlu cevap verir: ‘Bayburt Bayburt olalı böyle zulüm görmedi’ der.”
Vallahi bu cümle
bizim için de ‘CUK’ diye oturuyor. Arkadaş, “Antalya Antalya olalı böyle
olaylar görmedi” desem yeridir. Baktığınız zaman ‘ÇARŞI KARIŞIK’ misali.
Bir haftadır bu yıl
60’ıncısı düzenlenecek (ti) Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde FETÖ
propagandası yapılan ‘Kanun Hükmü’ belgeseli yüzünden çıkan krizleri ele aldık.
Belgesel festivale
alındı. Ardından patara koptu. Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek
bilgisi dışında gelişen bu olay nedeniyle Festival Direktörü Cansel Tuncer ile
tartıştı (Bize gelen iddia).
Bunun akabinde
belgesel festivalden çıkartıldı. Sanat camiasından gelen tepki nedeniyle
belgesel tekrar festivale dahil edildi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Gençlik
ve Spor Bakanlığı desteğini çekip Adalet Bakanlığı soruşturma açınca belgesel
tekrar festivalden çıkartıldı.
Bundan sonra
kıyamet koptu. Önce Jüri Başkanı DEMET AKBAĞ sonra bütün ekip görevi bıraktı.
Filmler festivalden tek tek çekildi. Gitgeller arasında PORTAKALIN TADI KAÇTI.
Nihayetinde Büyükşehir Belediye Başkanı Böcek, akşam vakti bir açıklama ile FESTİVALİN İPTAL EDİLDİĞİNİ duyurdu. FETÖ’nün sanat eliyle darbe girişimi engellendi!
Ancak Böcek’in
Büyükşehir Meclisi’nde vekili olan Oktay Başaran’ın zehir zemberek açıklaması
olayların boyutunu değiştirdi. CHP’nin FETÖ’nün kuyruğuna takıldığı bir CHP’li
tarafından tekrar tescillenmiş oldu.
Tabi bu
tartışmalar, yaşananlar zamanla iç hesaplaşma olarak devam edecektir.
Birilerine yine fatura kesilecektir. Fatura sadece Festival Sanat Yönetmeni ve
ekibi ile kalmayacaktır. Bence de kalmamalı!
Daha önce 1979
yılında sansür ve 1980 yılında askeri darbe nedenleriyle iptal edilen festival,
60 yıllık tarihinde 3'üncü kez böyle bir durumla karşılaştı. Peki, asıl sorumlu
kim?
Geçen haftaki
yazılarımda ısrarla yazdım. Sordum soruşturdum, eskilere yenilere. Festival
Direktörlüğü yapanlara. Gelen cevap net oldu: “Bu işin asıl sorumlusu FESTİVAL
DİREKTÖRÜDÜR”
Ben de aynı düşüncedeyim. Kimse kusura bakmasın. Bu işin baş sorumlusu Festival Direktörü Cansel Tuncer’dir. Çünkü kendisi hukukçu. Böylesine tartışmalı (tartışma daha çekimlerde başlamıştı) bir belgesel festivale başvurduğu an elenmeliydi ve bu tartışmalar hiç yaşanmamalıydı. Sanırım bu da iç hesaplaşmada ele alınacak bir konudur.
Nihayetinde
olanlar oldu, yaşananlar yaşandı. Önceki akşam Başkan Muhittin Böcek bir
televizyon kanalına canlı bağlanarak sürpriz bir çıkış yaptı. Tartışılacak yeni
bir kararı açıkladı.
Başkan Böcek, festivalin
2023 yılı bitmeden yeniden düzenleneceğini duyurdu! Böcek, “2023 bitmeden Altın
Portakal'ı Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında, 60’ıncı kez, şartlar ne olursa
olsun, hiçbir bakanlıktan bir kuruş istemeden, eski bir sinemacı olarak tüm
sanatçılarımızın ve sinema emekçilerimin de desteğiyle yapacağım. Türkiye bunu
görecek” dedi.
Bir de FETÖ
propagandası yapılan belgeseli izlemediğini, seçici kurulu etkilemediğini, “Şunu
seçin, bunu seçmeyin demediğini” ifade etti. İyi de o zaman Cansel Hanım ile
tartışmanız ne olacak? Peki, ertesi gün filmi kim çıkarttırdı? Kim niye geri
aldı? Tekrar kim çıkarttırdı?
Tabi bu soruların
cevaplarını ilerleyen günlerde göreceğiz. Ama şu bilinmeli ki bu yaşananları
Antalya ve Antalyalılar hiç hak etmedi. Antalya Antalya olalı, Altın Portakal
Film Festivali festival oldu olalı böyle bir zulüm görmemişti!
CHP’DE KAFALAR
KARIŞIK
CHP Antalya İl
Kongresi 8 Ekim Pazar günü yapılacak. Tarih yaklaştıkça İl Başkanlığı kavgası
kızışacak gibi. Tek adaylı seçim konuşulurken işin rengi değişti.
Bir tarafta
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in desteklediği mevcut İl
Başkanı Nuri Cengiz, diğer yanda Milletvekili Mustafa Erdem’in desteklediği Altan
Ayaz, CHP Genel Başkan Yardımcısı Eren Erdem’in desteklediği eski Milletvekili
Devrim Kök var.
Kimin ne olacağı
belirsiz. Diğer yandan da Nilüfer Deveci, İlhan Buğdaycı, Musa Erdem gibi isimlerin
aday olacağı hala konuşuluyor. Herkes kendi cephesinden aday adayı.
Fakat, Muratpaşa
Belediye Başkanı Ümit Uysal ile Konyaaltı Belediye Başkanı Semih Esen’in eski
Milletvekili Nail Kamacı adından KONSENSÜS sağladıkları haberi bomba gibi
gündeme düştü.
Uysal ve Esen’in
geçen bu mevzuyu Genel Başkanları Kemal Kılıçdaroğlu’nu ziyaret ederek bildirmeleri
işin rengini değiştirdi. Nedeni ise Milletvekili Mustafa Erdem’in de bu kararı
desteklemesi.
Valla ÇARŞI
KARIŞIK amma CHP DAHA BİR KARIŞIK. Genel Merkez’de tablo ne ise Anadolu’da da öyle.
ZAM İÇİN BLÖF
YAPTILAR
Antalya’da yaşayanların
hiç haz etmedikleri, bir kaşık suda boğmak istedikleri bir esnaf kesimi var.
Bunlar halk otobüsçüleri! Zamma doymuyorlar, halka kötü davranıyorlar,
vatandaşa çile çektiriyorlar!
Bunun en canlı
örneklerini yaz sezonunda yaşadık. Otobüsçülerin vatandaşla tartışmasını,
şoförlerin yolcuları otobüsün içinde bırakıp gitmesini, klimaları açmamalarını!
Antalya Halk Otobüsçüleri Odası Başkanı Yasin Arslan’ın taşıma ücreti 15 lira yapıldığında, “Kimse yolda kalmayacak” sözünü vermesine rağmen otobüslerin sefere çıkmamaya devam edip halkı yollarda perişan etmelerini hep birlikte gördük.
Bunlar yetmezmiş
gibi hafta sonunda, bir otobüsçü üzerinden “Pazartesi sefere çıkılmayacak”
blöfünü gördük. Blöfün kabul görüp ROTASYON KARARININ iptal edildiğini
Arslan’ın sosyal medya paylaşımındaki şakşakçılıkla duyduk.
Yaşanan ve yaşatılanların asıl nedeninin, ağızlarındaki baklanın da cinsinin ne olduğunu öğrendik. Otobüsçüler ulaşıma yüzde 25 ZAM İSTİYORLARMIŞ!
Öyle ki bu talebi
Antalya Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Daire Başkanı eski Trafik Müdürü Nurettin
Şengül’e iletmişler bile. Hem de 10 Ekim’e kadar karara bağlanacağını bile
söylüyorlar.
Yahu; bu tür
kararları UKOME vermiyor mu? Kim kendini bunun üzerinde görüyor da böyle bir
ifade kullanıyor. Madem bu kararı Nurettin Şengül veriyor bunca zulme ne gerek
vardı? Yapsaydınız da zulmetmeseydiniz olmaz mıydı?
İnanın bunları
ANTALYA HİÇ HAK ETMİYOR!