ANLAMAZLAR SENİ

Hayatta olduğu kadar siyasette de bazı insanların öyle bir şansı vardır ki adeta kader onlar için özel yazgılarla doludur… Hayat hikâyesine baktığınızda taş üstüne taş koymamış kişiler, siyasi hikâyesinde de tesadüfen başarı kelimesi ile yan yana gelir.

***

Adeta “Dört ayaküstüne düştü” cümlesi tam da bunlar için kullanılmıştır!

Dünyada bir ağaç dikme şerefine bile nail olamayan bu kişilerin siyasi hayatına baktığınızda ise o kadar rahat geçen bir hikâyesi vardır ki sadece rahat geçmekle kalmaz, bu kişiler aynı zamanda işin iç yüzünü bilenler hariç herkes tarafından adam yerine konur.

***

Yani başarısızlık konusunda başarılı olanlar maalesef ki toplumun sözünü söyleme noktasına gelirler. Bir de tersi durumda olanlar var ki adeta dünyaya hayatın çilesini çekmeye gelmiştir. Bu kişiler siyasi hayatında da başarı hikâyelerine her gün bir yenisini ekleseler de özellikle bazı kesimler tarafından günah keçisi ilan edilir ve yerden yere vurulur.

***

Yol yapar anlamazlar,

Park yapar anlamazlar,

Geleceğe yatırım yapar anlamazlar,

Yönettiği şehrin kaderini değiştirebilmek adına “deli” rolüne bürünür yine anlamazlar.

Ailenizi, eşinizi, dostunuzu hatta yeni doğmuş çocuğunuzu ihmal ettiğinizi anlamazlar.

…Velhasıl onlar hiç anlamazlar!

***

Aslında anlamadıklarından değil, anlamak istemediklerinden. Çünkü her başarı hikâyesinin ardında yatan muazzam bir kıskançlık vardır ki bizim “deli” rolüne bürünenlerde işte o muazzam kıskançlıktan nasibini alıverir.

***

Üstat Sezai Karakoç’un da dediği gibi “Ne yapsalar boş, göklerden gelen bir karar vardır” elbet…  O karar da üç beş şom ağızlının diline pelesenk olan hikâyedeki gibi kötü bitmez.

***

Çünkü; çalışanın, emek verenin, gayret gösterenin hakkını teslim eden “Hakk” vardır. Elbette günü geldiği zaman da o teslim edilecektir.

***

Yeter ki vazgeçme,

Yeise kapılma ve dahi doğru yoldan ayrılma.

Aşk ile çalışan yorulmaz misali çalışmaya devam et.

Çünkü Allah doğrularla beraberdir…