ANADOLU'YA AÇILACAĞIZ

Son dönemlerde sahipsiz hayvanlara karşı yoğunluğu gittikçe artan tepkilere şahit oluyoruz. Bu durumun ise insanın yaşamını hiçe sayarcasına hayvan kutsamasının artık radikal bir noktaya doğru evrilmesi, sokak hayvanlarının vahşi saldırıları sonrası ailesinden bir ferdi kaybeden, evladının parçalandığını gören anne ve babalara dahi “Sen samimiyetsizsin, şov yapıyorsun” tepkileri sonrası oluştuğunu görmek mümkün.

***

Bu tepki ise herhangi bir siyasi uzlaşı etrafında, kurumsal bir çatıda oluşmuş veya dizayn edilmiş yapay bir hal değil. Akşam vakti işinden evine yürüyerek giden veya yolda yürüyüş yapan, parka çocuğunu götüren daha doğrusu herhangi bir amaçla yürüme fiilini gerçekleştiren yurdum insanının yaşadığı bir vahşet bu. Sessiz sessiz ilerleyen ve artık tepkilerin çığ şeklini aldığı, kesinlikle uzlaşı kabul etmeyen bu krizin artık dur noktası yok. Son 2 yılda 50'si çocuk olmak üzere 107 kişi sahipli ya da sahipsiz köpeklerin saldırılarında ölmesi hakikaten korkunç bir durum. Bu durum ise iktidarı haliyle tam teşekküllü yasa metni hazırlamaya doğru götürdü.

***

İlgili yasa metni 17 maddeden oluşuyor. Yasa metninin en can alıcı kısmı ise 5. Maddedeki yerel yönetimlere verilen yetki kısmı. Kamu güvenliğinin tehlike oluşturması sebebiyet gösterilerek YEREL YÖNETİMLERCE sahipsiz hayvanlara ötanazi yapılabilir esası maddenin ve hatta yasa metnin tam olarak kalbinde bulunuyor. Bütün mesele ise buradan çıkıyor zaten.

***

Yasa metninin çözüm olarak ötanaziyi net bir şekilde işaret edip konunun işlevini belediyelere bırakması ise halk nezdinde çıkacak olumlu veya olumsuz tepkilerin belediyelerce göğüslenilmesi anlamına geliyor. CHP’li belediyelerin ise konuyla alakalı tavrı çok net. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu başta olmak üzere yasanın işlerliğinin olmadığı, pratikte mümkün olamayacağını defaatle dile getiriyor. Hayvan katliamı yapılamaz diyerek eylemler düzenleyen, konuyla alakalı olarak en ağır tepkileri gösteren ve hatta çocuğunu kaybetmiş anne ve babalara hakarette bulunan kişilerin sandıktaki tercihleri sebebiyle mi, bu kitlenin yarattığı inanılmaz baskı yüzünden mi bilemiyoruz. Ancak bu durum halının altına süpürülerek çözülecek gibi durmuyor.

***

İki kutup arasındaki en anlamsız olan güruh ise hayvan katliamı yapılıyor diyerek cazgırlık yapanlardan ürken fakat durumun da ehemmiyetinin farkında olan arada kalmış güruh. Bunların temelde getirdiği çözümler bir başlıkta toparlanırsa anahtar kelime olarak seçilecek şey “Kısırlaştırma” olur. Çözümün kısırlaştırmayla birlikte barınak ve yem sorunun çözülmesinden geçtiğini iddia ediliyor. Muhtemelen en aptalca çözüm de bu.

***

Sokakta suç makinası gibi gezen, kendinden güçsüz ve savunmasız insan dahil her türlü varlığı parçalamak üzere güdülenmiş hayvanları kısırlaştırarak ne kadar durdurabiliriz? Sayısını bilmediğimiz kadar fazla olan sokak hayvanlarına yapılacak kısırlaştırma hangi vadede ölüm sayılarını durdurabilir? Bu kadar derin ve toplumsal bir krizde orta yolculuk yaparak vaziyeti toparlamaya çalışmak ise en kötü çözüm olarak karşımızda.

***

Kişisel yaşamında çeşitli sebeplerce dar bir çevreye hapsolup sosyalleşemeyen milletine karşı nefretini hayvanlara karşı duyduğu aşırı sevgiyle kotaran yoğunlukla psikiyatri alanının ilgilenmesi gereken kişilerin katliam yapıyorsunuz tepkilerine aldırış etmemek gerekiyor. Ancak bu kanadın muhatabı ise CHP Lideri Özgür Özel gibi.

***

Mart 2024 yerel seçiminde beklenmedik bir oy alan, Anadolu’ya açılmanın vakti geldi diyen, kapı kapı dolaşmaya devam edeceğiz parolasıyla hareket eden, halkın sesine kulak vererek hareket eden Afyon ve Adıyaman gibi yüksek şehirlerde birinci parti çıkan CHP için çok önemli bir sınav. Eğer sessiz sessiz büyüyen ve kat’i surette önlem alınmazsa herkesi yutabilmesi muhtemel bu krize karşı halkın yanında net bir tavır alınmazsa vaziyeti çok şeylere gebe hale getirebilir. Anadolu’ya açılacağız derken kapıda bekleyen sokak köpeği tarafından paçası da ısırılabilir. Bekleyip göreceğiz.