AMAN HDP’Yİ KÜSTÜRMEYİN

HDP’nin millet ittifakının diğer ortaklarına; “İttifakımızı gizlemeyin, yerel seçimlerde verdiğimiz desteği göz ardı etmeyin, bizim sayemizde o koltuklarda oturuyorsunuz” şeklindeki uyarıları CHP tarafından, İYİ Parti seçmeninde ters etki yapmasın diye açık ve net olarak dile getirilmeyince HDP resti çekti.

Ve “Eğer bizimde millet ittifakı ortağı olduğumuzu açıklamayacaksanız, bizde bizim önderliğimizde üçüncü bir ittifak kurarız. Yerel seçimlerde millet ittifakına verdiğimiz desteği genel seçimlerde vermeyiz” dedi.

Bunun üzerine CHP’yi ateş aldı ve Kılıçdaroğlu hiç alakasız bir zamanda, “Kürt sorununu, HDP ile çözeriz” şeklinde bir açıklama yaptı. Alakasız dedim çünkü Türkiye Cumhuriyeti’nde Kürt sorunu diye bir sorun kalmamıştır. Ama PKK sorunu vardır. HDP sorunu vardır. Hatta CHP sorunu vardır.

Eğer Kürt sorunu diye bir sorunumuz olsaydı; Kürt kardeşlerimiz bu ülkede; eğitim, sağlık, güvenlik vb. gibi devlet tarafından verilen hizmetlerin tamamından diğer vatandaşlarımız gibi yararlanamazdı. Yararlanmayı geçtim bu ülkede; öğretmen, doktor, asker, polis, MİT mensubu, vali, müsteşar, bakan, başbakan, cumhurbaşkanı olamazdı.

Özel sektörde Kürt patronun yanında Türk işçi, Türk patronun yanında Kürt işçi çalışmazdı. Kürt ev sahibin evinde Türk kiracı, Türk ev sahibin evinde Kürt kiracı oturmazdı. Türk’ün kızı, Kürt’ün oğlu ile Kürt’ün kızı, Türk’ün oğlu ile evlenmezdi.

En önemlisi ise Diyarbakır anneleri HDP önünde nöbet tutmazdı.

Zaten Kürt sorunu değil de PKK sorunu olduğu için HDP de, PKK sorununun çözümü için İmralı’yı adres gösterdi. Bu adres gösterme ile de başta Kılıçdaroğlu olmak üzere tüm CHP’liler, HDP’den, okkalı bir bacak arası gol yedi.

Golü yediler yemesine de Erdoğan’ı devirme hırsı olduğu için hiç yüzleri kızarmadı ve kendilerine gol atan HDP’nin gönlünü hoş tutmak için ayrı ayrı ağızlardan; “Selahattin Demirtaş keşke cumhurbaşkanı seçilebilse, Selahattin Demirtaş siyasi rakip olarak görüldüğü için partisinin başından uzaklaştırılıp cezaevine atıldı”  diye açıklamalar yaptılar.

Daha önceki yazılarımda defalarca, “Şayet, millet ittifakı iktidara gelir ise; Demirtaş’ı, cezaevinden çıkarırlar ve cumhurbaşkanı yardımcısı yaparlar” diye yazmıştım. Yanlış yazmışım. Adamların hayali daha büyükmüş. Terör suçundan yargılanan Demirtaş’ı; Cumhurbaşkanı olarak görebilmekmiş.

CHP’liler, HDP’yi hoppaladıkça HDP’liler de şımardıkça şımardı ve anayasamızın "Değişmez, değiştirilmesi dahi teklifi edilemez" maddeler değiştirilmeden sözde Kürt sorununun çözülemeyeceğini beyan etti. Bu beyanat karşısında İYİ Partililer de CHP’liler de sus pusss...

AKŞENER’DEN U DÖNÜŞÜ

CHP’nin HDPKK’yı küstürmemek için sırtını sıvazlamasına, hoppalamasına Akşener de kayıtsız kalmadı tabi. Birkaç ay önce HDP’yi, PKK’nın yanından konumlandıran, cumhurbaşkanlığına aday olan Akşener, son açıklamasında “HDP meşrudur ve muhatabımızdır, cumhurbaşkanlığına değil, başbakanlığa adayım” diyerek hızlı bir U dönüşü yaparak özüne döndü.

U dönüşü yaptı dediğime bakmayın siz. Birileri tarafından kulağı çekilerek, U dönüşü yaptırıldı. Davulu, Akşener’in boynuna asıp, tokmağı elinde tutan üst akıl, Akşener’e daha çok U dönüşü yaptırır.

Asıl merak ettiğim konu ise Akşener’e oy verenler ne zaman özüne dönecek.