AMAN DİKKAT!

Çin tarafından dünyanın başına musallat edilen koronavirüs çıktıktan sonra özellikle ikinci dalganın ardından başlayan kısıtlamalar meyvelerini vermeye başladı.

Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca’nın her gün açıkladığı rakamlarda hasta sayısı, vaka sayısı, vefat sayısı ve ağır hasta sayıları hızla düşerken, iyileşenlerin oranı da aynı hızla artmaya başladı.

Sadece ülkemiz için değil dünya için, insanlık için elbette bu rakamların düşmesi sevindirici.

Aşılamanın da etkisiyle inşallah bu beladan bir an önce kurtulur ve normal hayata döneriz.

Dönmesine döneriz de; bu durum bizim göstereceğimiz duyarlılığa bağlı!!

Her akşam sosyal medya hesaplarına veya TV ekranlarına bakıp acaba rakamlar ne oldu, düştü mü yükseldi mi diye bakarak dönemeyiz…

Öncelikle kendi kurallarımızı kendimiz koymalı; maske, mesafe, temizlik üçlüsü ve devletin koyduğu kurallara harfiyen uymalıyız.

Bunu sadece kendimiz için değil sevdiklerimiz ve gelecek güzel günler için yapmalıyız.

Yani “Saldım çayıra, mevlam bizi kayıra” diyerek bu işin olmayacağını, olamayacağını çok iyi anlayabilmeliyiz.

Hatırlarsanız bu illetin ortaya çıkıp her yeri adeta kasıp kavurmaya başladığı ve Ülkemizi de etkisi altına aldığı 2019 Mart ayından sonra yapılan ilk kısıtlama döneminde alınan tedbirler sayesinde rakamlar ciddi oranda düşmüştü.

İşte o zaman da bizler hemen her şey bitmiş, sanki hiçbir şey olmamış gibi hayatımıza devam eder hale gelmiştik.

Maskeyi, Sosyal mesafeyi unutmuş bir haldeydik, hijyen ise hak getire…

Şimdi bakıyorum da rakamlar aşağı düşmeye başlayınca yine eski tas eski hamam havasına bürünmeye başladık.

Sanki en yakınımızdaki eşimiz, dostumuz, kardeşimiz, arkadaşımız bu illete yakalanmamış gibi.. Hastane köşelerinde dua bekleyenlerin, şifa arayanların feryatlarını bile çok çabuk unutmuşa benziyoruz.

Cuma gecesi başlayan kısıtlamalara ne kadar uyuluyor, bu konuda ne kadar duyarlıyız diye Cumartesi sabah yürüme mesafesinde olan iki ayrı kavşağa giderek araç yoğunluğuna baktım.

Aman Ya Rabbi..!

Sanki kısıtlama yok her şey güllük gülistanlık hayat normale dönmüş gibi…

45 Saniye yanan ışıkta neredeyse her kırmızıda 25-30 araç saydım.

Bunu güne yayarsak rakamı telaffuz etmeye gerek bile yok, olan yoğunluğu siz düşünün…

 

Peki o araçtakilerin tamamı görevli mi, hepsinin izin belgesi var mı ?

Hiç sanmam!..

Ancak her ne kadar izin belgesi de olsa bile ne gerek var sokağa çıkmaya.

“Mecburi olmadıkça dışarıya çıkmayın” diye yapılan uyarı sadece mesai günleri için geçerli değil aklınızda bulunsun.

Şimdi bazıları da diyecektir ki “Neden kontrol yapılmıyor? Kavşaklardaki ekipler durdurup sorgulama yapsın.”

Eyvallah yapmasına yapsın da nereye kadar kardeşim.

Sen kendi sağlığını düşünmez isen ekipler ne yapsın, ayrıca nereye, hangi birine yetsin?

Herkesin başına bir polis dikip kontrol mü yapacak emniyet?

Eğer bu laubalilikle, sırf birilerine hava atmak ve sosyal medyadan canlı yayınlar yaparak “Bak ben geziyorum” cakası satmaya devam edersek yeni bir dalga gelir ki işte o zaman o dalga hepimizin felaketi olur.

Uyarması benden.

Kalın sağlıcakla…