ALTILI MASA MI, ASGARİ MASA MI?
Ülkemizin kronik sorunu haline geldi, toplanıp toplanıp bir şey konuşmadan dağılmak. Seçim öncesi bir altılı masamız vardı, neredeyse haftalık toplanır, kek, pasta, börek eşliğinde muhabbetin dibine vurur, ama iş adaylığa gelince de son anda bile isim konuşmadık derlerdi.
***
Neticesinde yedikleriyle kaldılar ve seçim sonucu rüyadan
uyandılar, ama çil yavrusu gibi dağılarak! Şimdilerde benzer durumu asgari
ücret tespit komisyonu toplantılarında görüyoruz. Bir toplantı, iki toplantı,
üç toplantı... Sonuçta rakam veren yok. Ne konuşuyorsunuz kardeşim, siz orada
15 kişi! Altılı masa gibi yiyip içip dağılıyor musunuz?
***
Verecek olan orada, isteyecek olan orada, orta yolu bulacak
olan da orada, hayatın gerçekleri de belli. O halde üç aşağı beş yukarı
dersiniz ve doğrudan 7 milyon çalışanı, dolayısıyla neredeyse 85 milyon insanın
aklını kurcalayıp durmazsınız. Üstelik o masadan ses çıkmadıkça piyasadaki
çakallara gün doğuyor resmen.
***
Pandemi dönemiyle başlayan fırsatçılık, asgari ücret konusu
gündeme gelince iyice hortluyor. Özellikle gıdadaki teröristler(!), asgari
ücret konuşulmaya başlayınca etiketi değiştirmeye başlıyor ve zam belli olup
çalışan alana kadar da yapıştırmaya devam ediyorlar. Dolayısıyla sakız gibi
uzayan bu görüşmeler, faydadan çok zarar veriyor haberiniz olsun.
***
Yok efendim, "denetim yapıyoruz, göz
açtırmayacağız" gibi beylik laflar sosyal medya hikayeleri gibi gelip
geçiyor, diye de hatırlatalım. Bir hatırlatma da komisyondakilere: Piyasa
şartları belli, enflasyon oranları belli, sahaya çıktığınızda elde edilen
veriler ortada, o halde uzatmanın alemi yok.
***
Velhasıl, hem altılı masanın hem de asgari ücret tespit
komisyonunun yaşadığı belirsizlik ve süregeldiği uzun toplantılar, toplumsal
bir çıkmaza doğru sürükleniyor. Hal böyle olunca, piyasadaki fırsatçılar için
yeni alanlar oluşturuluyor. Özellikle gıda sektörü gibi kritik alanlarda
fiyatlar hızla yükseliyor ve bu durum, çalışanlar ile halkı daha da zor bir
duruma sokuyor.
***
Bütün bunlar gösteriyor ki, belirsizliklerin sona ermesi ve
hızlı bir şekilde somut adımlar atılması gerekiyor. Asgari ücret gibi halkı
doğrudan etkileyen meselelerde, komisyonun daha net ve hızlı kararlar alması,
piyasanın düzenli işlemesi için şart. Uzatılan her toplantı ve lafla geçirilen
her an, halkın cebine daha fazla zarar veriyor.
***
"Veren el, alan elden üstündür" hadisini
unutmadan, çalışanın hakkını vermek için şartları zorlayın. Zorlayın ama
işverene maliyeti artıyor ayağıyla da aba altından sopa göstermeyin. Zaten siz
o zammın yapılacağını bilerek çok önceden gardınızı aldınız, öyle değil mi? E o
halde hadi o zaman, pamuk eller cebe...
SON SÖZ
Zaman kaybetmek, sadece fırsatçıları güçlendiriyor. O
yüzden, bu meselelerin çözülmesi için tüm paydaşların sorumluluklarını yerine
getirmesi ve bir an önce somut adımlar atılması gerekmektedir.