Alanya'ya yerleşen depremzede yaşadıklarını anlattı
Kahramanmaraş merkezli depremlerde Hatay'ın Antakya ilçesindeki yıkılan binanın enkazından 177 saat sonra kurtarılan Derya Akdoğan, yaşadıklarını ilk kez anlattı.
‘’Asrın felaketi’’ olarak nitelendirilen 6 Şubat depreminde yıkılan 4 katlı Korkmaz Apartmanı'nda anne ve babası, iki ağabeyi, yengesi ile yeğenini kaybeden 27 yaşındaki Akdoğan, 177 saat sonra enkazdan çıkarıldı. Önce Adana sonra da Ankara'da tedavi gören Akdoğan, Antalya'nın Alanya ilçesinde ikizi Doğan Akdoğan ile yaşamaya başladı. Tedaviye rağmen iki bacağını kaybeden Akdoğan, yeni hayatına protez bacaklarıyla ayak uydurmaya çalışıyor.
Akdoğan, AA muhabirine, üzerinden bir
yıl geçmesine rağmen deprem anını ve enkazda kaldığı zamanları dün yaşamış gibi
hatırladığını söyledi.
Uyurken yakalandıkları deprem sırasında
annesiyle aynı odada olduklarını belirten Akdoğan, "Saat 04.17'de hafif
bir sarsıntı oldu. Annemle ayağa kalktık. Sonra sarsıntı artınca hemen yatağın
yanında çömeldim. Üstüme örtü aldım. Annemle bir araya gelip, babamın yanına
gidecektim. Gidemedim. Deprem savurdu bizi yatağa. Ondan sonra da yıkıldı.
Sarsıntı o kadar şiddetliydi ki sanki dibinize bomba koymuşlar ve o patlamış
gibiydi. Öyle korkunç bir uğultu vardı. Bina da bir anda yıkıldı
üstümüze." diye konuştu.
Akdoğan, enkazda annesiyle uyumadan konuştuklarını, annesinin yardım gelmesi için dışarıya doğru bağırarak sesini duyurmaya çalıştığını kaydetti. Enkazdayken dışardan gelen sesler duyduklarını ifade eden Akdoğan, "Buradayız, kurtarın bizi" diye bağırdıklarını ancak karşı taraftan gelen seslerin net anlaşılmadığını dile getirdi.
"SENİ KURTARMAYA GELECEĞİZ"
Zamanın nasıl geçtiğini bilmediğini
belirten Akdoğan, bir süre sonra gözlerinin kendiliğinden kapandığını kaydetti.
Akdoğan, gözlerini açtığında sesler
duyduğunu aktararak, "Tekrar bağırdım. Sesimi duydular. Bir abiyle
konuştum. Bana, 'Seni kurtarmaya geleceğiz. Kim var yanında' dedi. 'Annemle ben
varım' dedim. Ama o an kimse gelmedi. Yerimizi belli etmek için ses çıkarıyorduk
ama başka tarafa gidiyorlardı." diye konuştu.
Annesiyle iletişim kurabildiğini hatta
uzanarak elini tutabildiğini söyleyen Akdoğan, şöyle devam etti:
"Annem, bizi kurtarmak için duvarları yıkmaya çalıştı ama çok yoruldu. Zaten hava da soğuktu. Annem dayanamadı. Elini tutabildim. Sonra bana 'Artık dayanamıyorum kızım' dedi. Ben de 'Anne bizi buradan kurtarmaya gelecekler. İkiz kardeşim gelecek, yeğenlerim, eniştem gelecek. Ağabeyim gelecek. Dayan anne' dedim. Bana 'Yok kızım dayanamıyorum' dedi. Son nefesini verirken uyuyordum. Seslere tekrar uyandım. Annem sandım ama annemden ses çıkmıyordu. Elini tuttuğumda anlamıştım. Soğuktu. Ölmeden önce elini tuttuğumda sıcaktı çünkü."
"ACIKMAYI, SUSAMAYI, HİÇBİR ŞEYİ HİSSETMEMİŞTİM"
Akdoğan, bir süre sonra seslerin daha
yakından gelmeye başladığını ve bu sesler arasında ekiplerin kendisine
ulaştığını dile getirdi.
Kurtarmaya gelenlere sadece bir elini
uzatabildiğini vurgulayan Akdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çünkü bacağım ve bir kolum
sıkışmış, enkaz altında kalmıştı. Aslında üzerime yıkılan beton yığınını hiç
hissetmemiştim. Enkazdan sekizinci günde çıkarıldım, bu süre bana 3 gün gibi
gelmişti. Çıktığım zaman gördüğüm manzara beni etkilemişti. Üstümde onca şey
varmış. Nasıl dayandığımı, nasıl hayatta kaldığımı bilemiyorum. Ama içeride
farklı ışıklar vardı. İçerisi aydınlıktı, karanlık değildi. Annemi görüyordum,
o da beni görmüştü. Çıktıktan sonra yemek, su istemiyordum. Sadece uyumak
istiyordum. Acıkmayı, susamayı hiçbir şeyi hissetmemiştim. Sadece devamlı
uyuyordum ve devamlı gözlerim kapalıydı. Bir küçük yaşam alanı oluşmuştu. Çok
küçük bir yerdi. Yani nasıl çıktım bilmiyorum. Çünkü çok mümkün değildi, mucize
yani."
"SEKİZİNCİ GÜNDE YERİN 4 KAT ALTINDAN ÇIKARDIK"
Akdoğan'ın kardeşi Doğan Akdoğan ise
depremden birkaç gün önce Ankara'ya gittiğini söyledi.
Deprem günü yakınlarına ulaşmaya
çalıştığını ama hiçbir haber alamadığını dile getiren Doğan Akdoğan, şunları
anlattı:
"İlk anda depremin şiddetini
bilmiyordum. Kimseden haber alamayınca memleketime gittim. Kendi imkanlarımızla
kurtarma çalışmalarına başladık, sonra ekipler geldi. Depremin beşinci gününde
ısı alımı ve yaşam belirtisi olmayınca gittiler. Sonra kendi imkanlarımızla
bulduğumuz kepçe, vinçle enkazda çalışmaya başladık. Beşinci günde babamı,
altıncı günde ağabeyimi, eşini, yeğenimi çıkardık. Yaşam belirtisi aldığımız
kız kardeşimi ekiplerin çalışmasıyla sekizinci günde yerin 4 kat altından
çıkardık. Yaşam belirtisi yoktu. 10 dakika sonra kendine geldi. Üst tavan
ayaklarını sıkıştırmıştı. Ayaklarını kurtaramadık. 8 gün yaşam mücadelesi
verdi. Çok şükür kurtardık."