AKÇELİ BALLI İŞLER BELEDİYESİ

AKÇELİ BALLI İŞLER BELEDİYESİ

Bir önceki yazımda Antalya’da bir ilçe belediyesinin akçeli ballı güreş ihalesine değinmiştim.

Yine aynı belediyede bu sefer ‘’İndira Gandi’’ işlerine değinelim...

Şunu özellikle belirtmek istiyorum.

Hayatım boyunca isim vermekten korkmadım, çekinmedim. Bu yazı serimiz bittiğinde,  elbette bu belediyenin ismini açıklayacağım.

Şirazlı Sadi, Gülistan'da şöyle anlatır;

Hüsrev-i Nuşirevan ava gitmiş, kebap yapıyorlar. Fakat tuz yok. Kullar köye gidip oradan tuz getirecekler. 

Hüsrev: "Tuzun bedelini doğru dürüst ödeyin" der. Maiyeti, "O kadar tuzdan ne olacak" deyince, hükümdar, "Melik köylünün bağından bir elma koparıp yese, kullar arkadan gelip bütün ağacı devirir" diye karşılık verir.

Yolsuzluğun, yağmacılığın yukarıdan aşağıya nasıl yansıdığını ve yayıldığını anlatan çok güzel bir kıssadan hissedir.

Peki bu kıssadan hisseyi neden anlattım size bir örnekle açıklayayım.

Bir belediye düşünün, bu belediyenin arşivi her kamu kurumunun da olduğu gibi en önemli bilgi ve belgelerinin saklandığı kozmik odalarıdır. Buraya elini kolunu sallayarak herkes giremez.

Ancak bahse konu belediye her ne hikmetse kurumla uzaktan yakından alakası olmayan serbest bir avukata arşivini açıyor, avukat bey çay, kahve servisi eşliğinde arşivde en az 3 gün inceleme yapıyor.

Nasıl olur demeyin.

Oluyor işte.

Öyle her konuyu da incelemiyor tabi, avukat bey neyi mi inceliyor? 

Belediyeye kurulduğu zamandan beri bağışlanan taşınmazların dosyalarını bir bir çıkarıyor. 

Ada, parsel bilgilerini, sahiplerinin ve mirasçılarının kimlik bilgilerini alıyor ve kurumdan çıkarak düşüyor yollara.

Yanlış anlamayın öyle:

“Memleketin menfaati için yola çıktık” diye bir olay yok ortada.

Tamamen kişisel, tamamen duygusal bir yola çıkış hikayesi bu.

Aldığı ada, parsel ve şahıs bilgileriyle başlıyor bu şahıslara ulaşmaya ne de olsa akçeler gelecek.

Tek tek ulaşıyor...

Diyor ki “Merhaba ben avukat X ismim sizin ya da ölen bir akrabanızın belediyeye bağışladığı bir taşınmaz var ve ben bu taşınmazı eğer fiyatta anlaşırsak size geri alacağım” diyor. 

Siz uğraşsanız da zor alırsınız.

Belediyede bağlantılarım güçlü merak etmeyin kısa sürede bitireceğim işi diyor ve birçok kişi ile görüşüp fiyatlarda da anlaşarak benzer anlaşmalar yapıyor. 

Bu arsalar belediyeye bağışlanmış.

Zaten karşı taraf alamıyor. Hemen balıklama atlıyor karşı taraf yani bağışlanan bağış yapan arsa sahibi.

Adama piyango çıktı düşünsenize havadan para gelecek.

Hemen kabul ediyor.

Arsa değerinin yarısı bile gelse avanta para gözüyle bakıyor.

İsmi X serbest avukat belediye içinde iş bitirecek iki avukata ulaşıyor.

İsmi X1 ve İsmi X2 olan belediye içindeki avukatları arayarak “Anlaşmalar tamam siz geriye kalan işleri halledin” diyor. 

İsmi X1 olan belediye avukatı hemen hukuki uygunluk görüşü yazıyor.

İsmi X2 olan avukat ise  alelacele encümen kararı çıkarıyor. 

“Eh nasıl olsa mahkemeyi kazanır diyor mirasçılar, zaten bizde kurumdan yana değil onlardan yanayız, ne gerek var canım mahkeme kararına. Karar verici biz olalım” deyip 2014 yılından başlayarak 2019 yılı  itibaren sistematik bir şekilde belediyeye bağışlanan ne kadar taşınmaz varsa mahkeme kararını bile beklemeden belediyeye ait bağışlanmış arsaları sahiplerine ve mirasçılarına iade ediyorlar. 

Ne güzel değil mi? Bu arsa değerlerini topladığınız zaman yeni para ile milyonlar.

Nereye gitti dersiniz ? ‘indira gandi’

Yorum sizlerin.

Kalın sağlıcakla.