AK PARTİLİ ÇELİK'TEN 'SEÇİM GÜVENLİĞİ' AÇIKLAMASI
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, seçim güvenliği tartışmalarına yönelik, “İktidarın sandık yoluyla değişimine kimlerin karşı çıktığının tarihi ortada. Bizim arzumuz hangi partiye ne oy verildiyse ortaya çıksın. O gün de tüm vatandaşlarımız gidecek, partilerin gözlemcileri olacak, sonuç ne çıkacak her zamanki gibi saygı gösterilecek. Birisi bir açıklama yapmış, bizi bağlamıyor. Sandık dışında kim bir arayışa giriyorsa reddediyoruz. Sandığı lekelemeye dönük yaklaşım ayağımızın altındadır. Sandığın namusu korunsun diye şehit vermişiz biz” dedi.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin Merkez Yürütme Kurulu ( MYK) Toplantısı devam ederken açıklamalarda bulundu. Fetih kutlamalarıyla ilgili konuşan Çelik, ”Hem fetih kutlamaları gerçeklemiş oldu, hem Millet Bahçesi'nin açılışı gerçekleşmiş oldu. Bu proje ile birlikte İstanbul’un bir yeşil koridora kavuşması mümkün olacak” dedi. Beril Varol cinayetine yönelik açıklamada bulunan Çelik, ”Maalesef içimizde sürekli kanayan bir yara kadın cinayetleri, bir türlü gündemden çıkmıyor. Bir türlü bu cinayetleri uzaklaştıramıyoruz. Katil, hadise sonrası intihar etmiş. Bundan sonra da üzerimize düşeni yapmaya hazırız. Kullandığımız dilden, dilin şiddetinden, cinsiyetli yaklaşımlara kadar bir çok alanda mücadele etmek çok önemli” diye konuştu.
Diyarbakır Anneleri'nin nöbetinin bin günü aştığını hatırlatan Çelik, annelerin çocukları için verdiği mücadelenin önemine değindi. Türkiye’nin terörle mücadelesinin süreceğini ifade eden Çelik, ”Burada esas mesele terör örgütlerinin yok edilmesidir. Türkiye için öncelikli bir meseledir. Sınırımızda kurulmak istenen terör yuvacıklarına karşı tavır defalarca ifade edilmiş, fiili kararlılık gösterilmiştir. Bu harekatlar bundan sonra da gerçekleşecektir. Cumhurbaşkanımızın katılımıyla birlikte Azerbaycan’da TEKNOFEST gerçekleşti. Gençlerin yoğun bir ilgisi vardı. Her iki ülkenin böyle bir etkinlikte buluşması kendi alanında bir ilk olmuştur” dedi.
Kılıçdaroğlu’nun iddialarını bir kez daha gündemine alan Çelik, ”Cumhurbaşkanımızın bir harekattan bahsetmesinin hemen ardından, Cumhurbaşkanımızın ülkeden kaçacağını söylemesi sorumsuzluk olmuştur. Hiçbir zaman bir muhalefet genel başkanının çıkıp devlet başkanını yabancıların diliyle etiketlemesi ortaya çıkmamıştır. Yakışmamıştır. Cumhuriyet Halk Partisi'yle ayrışmalarımız olabilir, fakat milli güvenlik konusunda CHP Genel Başkanı koltuğunda oturanların hassasiyeti olmuştur. CHP genel başkanlık koltuğunun bu şekilde istismar edilmesi ilktir. Önüne belge, bilgi getirildiği zaman sorgulaması lazım. Türk siyasetini demokrasisini zehirleyen, son dereceli sıkıntılı sonuçları oluyor. Kendini ve partisini bu duruma düşürmemeli. Son derece hassas bir konudur. Cumhurbaşkanımızın 'Harekat gerçekleştireceğiz' demesinden bir iki gün sonra oluyor. Vatandaşlarımız, öğrenci ve iş için başka ülkelere gittiklerinde bunlar istiyorlar ki kendilerine muhtaç olsunlar. Sivil öğrenciler, vatandaşlarımız için yurtlar açılıyorsa, devletimiz gayret sarf ediliyorsa memnuniyet duyması gerekir. Buradaki mesele bunların bu zeminleri kullanmasını engellemektir. O zaman söyledim, 'Belgeler açık kaynaklarda vardır' dedim. Öyle çıktı. Arkasından bilinen bir FETÖ'cü çıktı, 'Ben bunları birkaç yıl önce söyledim' dedi. Bugün diyorlar ki 'İktidar olmak için çabalayacaklar' diyorlar. Bir karar verin. Karşılıklı ortaya koyacağımız rekabet olması gerekir. Kamuoyuna dönük tutarlı bir savunma olmadı. Tutarsız birkaç kişi çıkıp konuştu. Bazen cevap vermiyoruz. Bu kadar yanlışlık olmaz diyoruz. 12 saat bekliyorum, belki düzeltirler diye. Düzeltilmeyince diyoruz ki arkasında duruyorlar. Siz siyasi aklı devre dışı bırakacaksınız, sonra nasıl korunacak demokrasinin gücü. Bunun böyle olmayacağını kendilerinin anlaması lazım” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine yönelik tutumunun açık kapı politikası şeklinde devam ettiğini söyleyen Çelik, ”Finlandiya ve İsveç'in NATO üyeliği konusunda ortaya çıkan tepkileri takip ediyoruz. İttifakın güçlenerek yoluna devam etmesini her zaman savunduk. Yeni bir çerçeve ortaya koyulacaksa, ilkeli olmak çerçevesinde olması gerekiyor. Türkiye'nin ifade ettiği her şey ittifakın ruhunu yansıtan sözlerdir. Madrid'de bu ilkeler yeniden ele alınacak. Terör örgütlerinin faaliyet yaptığı ülkelerin NATO'yu güçlendirecek tarafı yok. Karar almakta daha çok zorlaşacak. Tüm ülkelerin güvenliğinin gözetilmesi gerekiyor. Biz tavrımızı koyar koymaz, İsveç Dışişleri Bakanı, 'Türkiye'nin güçlü ülkeleri karşısına almayacağını düşünüyorum' dedi. Bize şantaj yapmaya çalışıyorlar. NATO konseptinin güncelleneceği bir dönemde Türkiye’nin ortaya koyduğu tutum aslında katkı sağlayan bir tutumdur. İsteyenin istediği gibi terör örgütleri konusunda davrandığı bir yaklaşımla NATO’nun genişlemesi, NATO'nun güçlenmesi manasına gelmez." dedi.
Bu tip zamanlarda Türkiye düşmanı olan terör örgütüne karşı bir tavır koyduğu zaman muhalefetin destek açıklaması yapmasının o ülkenin kendi milli politikalarını hayata geçirmesi bakımdan kıymetli olduğunu belirten Çelik, ”NATO'nun genişlemesi güçlenmesi için gereklidir. Terör örgütlerine destek veren ülkelerin üye olması, NATO'yu güçlendirmez, zayıflatır. Daha sonra muhalefetin Türkiye'nin tavrına desteğini görmedik. Bu zamanlarda ülkenin düşmanına tavrına muhalefetinde daha çok sesini duyurması kıymetlidir. Bunun yerine tersinin olması daha çok şaşırtıcı. CHP adına yazılan makalede, 'Türkiye'nin tutumu taktik hata' olarak yazılıyor. Türkiye, onay teklifi karşısında otomatik onay makamı mıdır? Türkiye'yi bu şekilde otomatik onay vermesi gereken bir ülke olarak algılamak, zihniyet çarpıklığıdır. NATO içerisindeyiz, gitmiş başka ülkelerin parlamentolarında bizi şikayet ediyorlar. TBMM'de görev yapıyorsunuz, Türkiye destek vermem dediği için tepkileri normal karşılıyorsunuz. Böyle bir şeyin arkasında 'durmazlar' diyorsunuz. Yine 24 saat bekliyoruz. NATO Genel Sekreteri, 'Türkiye terörle en çok mücadele eden ülkelerin başında geliyor' diyor. NATO Genel Sekreteri, doğru yerde duruyor, 'Türkiye'yi anlıyoruz' diyor, 'Müzakere edeceğiz' deniyor. Bu kadar bile bir hassasiyet görmüyoruz. Şu ana kadar ki müzakereler tatminkar değil ama müzakere masası açık" dedi.
Seçim güvenliği tartışmalarına yönelik konuşan Çelik, şunları kaydetti:
“İktidar değişimi ancak sandık yoluyla olur diyoruz. Bunlar şöyle yapıyorlar. Bir açıklama var, AK Parti'nin açıklamasıymış gibi ortaya koyuyorlar. Türkiye'nin seçim güvenliği konusunda müthiş bir kapasitesi var. Geçen seçimlerde oy çuvallarının üstünde yatanları gördük. Bizim arzumuz hangi partiye ne oy verildiyse ortaya çıksın. O gün de tüm vatandaşlarımız gidecek, partilerin gözlemcileri olacak, sonuç ne çıkacak her zamanki gibi saygı gösterilecek. Birisi bir açıklama yapmış, bizi bağlamıyor. AK Parti adına söylüyorum; sandığın dışında kim bir arayışa giriyorsa reddediyoruz, sandığın iradesinin dışında kim bir iradeden bahsediyorsa reddediyoruz. Sandık dışında kim bir arayışa giriyorsa reddediyoruz. Sandığı lekelemeye dönük yaklaşım ayağımızın altındadır. Sandığın namusu korunsun diye şehit vermiş bir ülkeyiz biz. Kazanılmış bir mücadelenin ürünüdür.”
Fransa’da PKK propagandasına tepki gösteren Çelik, yaşananların Türkiye'nin NATO tutumunu haklılaştıran bir örnek olduğunu kaydetti. Çelik, ”Marsilya'da bir kamp yapıyorlar. Fransa'yı tehdit eden bir terör örgütlerine kendi topraklarımızda izin versek ne kadar meşru görürler? Almanya'da DAEŞ terör örgütü, eylem yapsa polis onları korur mu? Buradaki mesele terör örgütünü himaye ediyorsunuz. Fikir özgürlüğüyse DAEŞ'e de verin görelim. Bizim düşmanımıza izin veriyorsunuz. Terör konusunda çifte standart olmaz. Bunların ilke ve kararlara bağlanması lazım” dedi.
Sınır ötesi operasyonlarda hassas bir tutum sergilenmesi çağrısında bulunan Çelik, şunları söyledi:
"Mottomuz, 'Bir gece ansızın gelebiliriz.' Türk sınırından 30 km derinlikten, bunların temizlenmesi lazım dedik temizlemediler. Bunun ne zaman olacağı TSK'nın himayesindedir. Çıkıp bunlardan haberdar olmayan harekatla ilgili tarih veriyor. Harekat başladığında güzergahı söylüyor, hangi ateş unsurlarını ne şekilde kullanacağınız analiz ediyorlar. Böyle bir şey olamaz. Hem olmayan şeylerden analiz yapıldığı zaman bir terör örgütüne 'Hazırlık yap' demiş oluyorsunuz, iki yalan yanlış spekülasyon ortaya çıkarıyorsunuz. Üçüncüsü terör örgütlerinin oralarda sivillere zarar vermesine neden oluyorsunuz. Bu konuya dikkat etmek lazım. TSK hazırlığını yapar, Cumhurbaşkanımız emri verdiği anda gerçekleşir."
İHA