AK Parti’den çocukların korunmasına yönelik Meclis araştırma önergesi
AK Parti, çocukların her türlü şiddet, ihmal ve istismardan korunarak akıl, ruh ve beden sağlıklarının gelişimlerini destekleyici tedbirlerin belirlenmesi ile mevcut koruma mekanizmalarının güçlendirilmesi için yeni önerilerin geliştirilmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesini, TBMM Başkanlığına sundu.
AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, AK Parti grup
başkanvekilleri ve milletvekillerinin imzasını taşıyan önergenin gerekçesinde,
çocukluk döneminin, fiziki ve psikolojik açıdan gelişimin en hassas çağı
olduğundan, çocukların korunması ve refahlarının sağlanmasının devletin en
önemli sorumluluklarından biri olduğu vurgulandı.
Çocuğun yüksek yararı ilkesi gereğince yaşama, korunma,
gelişme ve katılımın çocuğun en temel hakları olduğu belirtilerek, Türkiye'de
çocukların her zaman geleceğin güvencesi olarak görüldüğü ve onlara mutlu,
güvenli ve aydınlık bir gelecek hazırlanmasına özel bir önem atfedildiği
kaydedildi.
Çocuğun korunmasında aile ve devletin yükümlülüklerinin
Anayasa'nın 41'inci maddesinde yer alan "Her çocuk, korunma ve bakımdan
yararlanma, yüksek yararına açıkça aykırı olmadıkça, ana ve babasıyla kişisel
ve doğrudan ilişki kurma ve sürdürme hakkına sahiptir. Devlet, her türlü
istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alır." hükmüyle
güvence altına alındığı hatırlatılarak, çocukların yetiştirilmesi, eğitimi,
sağlığı, ailenin korunması gibi konuların üst politika belgelerinde özellikle
vurgulandığı ifade edildi.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 20 Kasım 1989
tarihinde kabul edilen Çocuk Haklarına Dair Sözleşme'nin, çocuk haklarını
güvence altına alan en önemli uluslararası belge olduğu belirtilen gerekçede,
bu sözleşme ile dünya genelinde çocukların korunması için bir yasal çerçeve
sağlanmasının hedeflendiği kaydedildi.
Türkiye'nin 14 Eylül 1990'da bu sözleşmeye imza koyduğu
işaret edilen gerekçede, bu hakların, çocukların fiziksel, zihinsel, duygusal
ve sosyal ihtiyaçlarını karşılamayı, onları şiddet, istismar, ihmal ve
ayrımcılıktan korumayı amaçladığı ifade edildi.
Türkiye'nin, taraf olduğu 16 insan hakları sözleşmesi ile
çocukla ilgili duyarlılığını ve kararlılığını her platformda gösteren en üst
ülkeler kategorisinde yer aldığı belirtildi.
"NARİN"
VURGUSU
Önergenin gerekçesinde şunlar kaydedildi:
"Canice ve vahşice katledilen sekiz yaşındaki Narin
kızımız ile Tekirdağ'da insanlık adına utanç verici bir şekilde istismar ve
şiddete maruz kalan minik bebeğimiz tarifi olmayacak şekilde hepimizi derinden
yaralamıştır. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan da bu konudaki
hassasiyetini dile getirmiştir. Bu anlayış doğrultusunda çocuklara ilişkin
konular ertelenemez, geciktirilemez ve hiçbir şekilde görmezden gelinemez.
Çocukluk dönemi, her açıdan sağlıklı bireyler yetiştirilmesi için özen
gösterilmesi gereken bir süreçtir. Bu bağlamda ülkemizde çocuk ihmal ve
istismarının önlenmesi ile ihmal ve istismar mağduru çocuklara yönelik önemli
düzenlemeler yapılmış, etkin mekanizmalar tesis edilmiş, ayrıca idari ve
yargısal tedbirler hayata geçirilmiştir. Ancak geleceğimizin teminatı her bir
çocuğumuzun iyi oluşlarının korunması ve desteklenmesi ile toplumsal refahın
sağlanması hedefine ulaşma yolunda çocuklara yönelik hizmetlerin doğası gereği
sürekli değiştirilmesi ve geliştirilmesi ihtiyacı bulunduğu da bir
gerçektir."
Kadınlara yönelik şiddet olayları, yaşam hakkı ve beden
bütünlüğünü tehdit eden adli vakaların da toplumda derin bir yara olarak
varlığını sürdürdüğü belirtilen gerekçede, "Yapılan yasal düzenlemeler ile
alınan idari tedbirlere ve devletimizin tüm kurumlarının konu hakkındaki azami
hassasiyetine ve gayretine rağmen hala üzücü olayların yaşanıyor olması bir
araştırma komisyonu kurularak uygulama ve tedbirlerin gözden geçirilmesi
ihtiyacını ortaya çıkarmıştır." denildi.
Çocuğun gelişmesi ve sosyalleşmesinde, aynı zamanda
haklarının ve güvenliğinin korunması ve çeşitli gereksinimlerinin karşılanması
hususunda en temel yapıların başında ailenin geldiği kaydedilen gerekçede, şu
ifadelere yer verildi:
"Aile, birey ve toplum arasındaki ilişkilerin
kurulmasını sağlayan en temel kurum olup koruyucu önleyici mekanizmalardaki
toplumsal, sosyal, duygusal, kültürel ve ekonomik fonksiyonları itibariyle
bireysel ve toplumsal refahın gelişmesinde önemli bir rol üstlenmektedir. Son
zamanlarda başta bireylerin, biyolojik gerçekliklerinden soyutlanmasını, cinsel
kimlik kavramı üzerinden aile kurumu hedef alınarak neslin devamının akamete
uğratılmasını amaçlayan yaklaşımlarda artış görülmektedir. Bu yönüyle
üstlendiği önemli işlevi yerine getirebilmesi için ailenin desteklenmesi ve
korunması da önem arz etmektedir. Çocukların korunmasına ve üstün yararına
yönelik mevcut politikalar ve stratejilerin incelenerek ailenin, toplumun ve
kurumların çocukların korunması üzerindeki etkilerinin değerlendirilmesi,
çocukların her türlü şiddet, ihmal ve istismardan korunarak akıl, ruh ve beden
sağlıklarının gelişimlerini destekleyici tedbirlerin belirlenmesi ile mevcut
koruma mekanizmalarının güçlendirilmesi için yeni önerilerin geliştirilmesi
amacıyla Meclis Araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz."
AA