“Afetlerle mücadelede iş birliğini artırmalıyız”
Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Olağanüstü Zirvesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ev sahipliğinde, ‘Afet-Acil Durum Yönetimi ve İnsani Yardım’ teması altında Ankara’da gerçekleştiriliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan zirvede yaptığı konuşmada, “Türk dünyasının tek yürek tek vücut olduğunu en üst düzeyde bir kez daha göstermiş olacağız” dedi. Erdoğan, “6 Şubat’ta yaşadığımız depremlerin şiddeti ve yol açtığı yıkımın büyüklüğü üzerine uluslararası yardım çağrısında bulunduk. Türk dünyası yardıma ilk koşanlar arasında yer aldı” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Afet-Acil Durum
Yönetimi ve İnsani Yardım" teması ile Ankara'da düzenlenen Türk Devletleri
Teşkilatı (TDT) Olağanüstü Zirvesi'nde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti;
Başkentimiz Ankara'da sizleri misafir etmekten büyük bir
bahtiyarlık duyuyorum. Sözlerimin hemen başında Aksakallar Konseyimizin değerli
başkanı Sayın Binali Yıldırım'ın dün ebediyete irtihal eden kıymetli validesi
Fahriye Yıldırım'a Allah'tan rahmet niyaz ediyorum.
Türkiye'de 6 Şubat'ta yaşanan deprem felaketinin ardından
bugün "Afet Acil Durum Yönetimi ve İnsani Yardım" temalı olağanüstü
zirvemiz vesilesiyle bir araya geldik. Çağrıda bulunan can Azerbaycan'ın
Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev'e şükranlarımı sunuyorum. Bu toplantının
başarılı şekilde icra edilmesi için gayretlerini esirgemeyen dönem başkanı
Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev ve katılımlarınızdan dolayı siz dost
ve kardeşlerime teşekkür ediyorum.
Ayrıca teşkilatımızın gözlemci üyesi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin
Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar'ın da aramızda bulunmasından duyduğum
memnuniyeti hasleten ifade etmek istiyorum. Bugün sizleri misafir eden Ankara,
31 yıl önce Türk Dili Konuşan Ülkeler Birinci Zirvesi'ne ev sahipliği yapmış,
teşkilatımızın ilk tohumları bu vesileyle atılmıştı. Bugünkü zirvemizle Türk
dünyasının tek yürek, tek vücut olduğunu en üst düzeyde bir kez daha göstermiş
olacağız.
Ülkemizin güneyindeki 11 şehir, 6 Şubat günü şiddeti ve
yıkıcılığı itibarıyla dünyada eşine az rastlanır bir tabii afetle sarsıldı. Bu
depremlerden yaklaşık 14 milyon vatandaşımız doğrudan etkilenirken, 49 binden
fazla insanımız hayatını kaybetti, 115 binden fazlası yaralandı. Kendi
insanlarımızla birlikte depremde vefat eden Türk Devletleri Teşkilatı üye ve gözlemci
ülke vatandaşı kardeşlerimiz için de burada başsağlığı diliyorum. Bu büyük
felaketin yaralarını sarmak için tüm imkanlarımızı seferber ettik. Arama
kurtarma çalışmalarını bitirdik. Enkaz kaldırma faaliyetlerini yürütürken ve
geçici barınma bölgeleri kurarken süratle kalıcı konutların inşasına da
başladık. Önümüzdeki bir yıl içinde 319 bin. Toplamda ise 650 bin konut yaparak
hak sahiplerine teslim etmeyi planlıyoruz.
Dost ve kardeş ülkelerin de desteği ile inşallah deprem
bölgemizi çok kısa sürede yeniden ayağa kaldıracağız. Henüz deprem felaketinin
yaralarını sarmakla meşkulken aynı bölgede bir de sel afetine maruz kaldık.
Eşine rastlanmamış bir yağışın yol açtığı sellerde Şanlıurfa ve Adıyaman'da çok
sayıda vatandaşımız hayatını kaybederken yerleşim yerlerimizde ciddi hasar
oluştu. Bu ölçekteki afetler karşısında eldeki imkanlar yetersiz kalıyor.
Biz de 6 Şubat'ta yaşadığımız depremlerin şiddeti ve yol
açtığı yıkımın büyüklüğü üzerine uluslararası yardım çağrısında bulunduk. Türk
dünyası yardıma ilk koşanlar arasında yer aldı. Acılar paylaşıldıkça azalır
anlayışı ile en zor anımızda bizi yalnız bırakmadınız. Arama kurtarma
ekipleriniz bir çok vatandaşımızı yeniden hayata bağladı. Kurduğunuz sahra
hastaneleri ile yaralılarımızın tedavisine yadım ettiniz. Gönderdiğiniz ata
yadigarımız çadırlar vatandaşlarımıza yuva oldu. Aziz milletimiz bu desteğinizi
hiçbir zaman unutmayacaktır.
Birleşmiş Milletler 16 Şubat'ta Türkiye için acil yardım
çağrısı yayınladı. Avrupa Birliği Komisyonu ve dönem başkanı İsveç tarafından
20 Mart'ta uluslararası bağışçılar konferansı düzenlenecek. Bu uluslararası
yardım faaliyetlerine de destek vereceğinizden şüphe duymuyorum. Afetler ve
etkileri ile mücadelede çok taraflı iş birliğimizi artırmamız gerektiği
aşikardır. Esasen teşkilatımız bünyesinde bu yönde bazı adımlar atmıştık.
Aralık ayında İçişleri Bakanlığımızın ev sahipliğinde Ankara'da
Afet ve Acil Durum Yönetimi Bakanlar toplantısı gerçekleştirdik. Teşkilatımızın
sivil koruma mekanizmasının kurulması ile afet süreçlerini daha etkin planlama
ve uygulama kabiliyetine kavuşacağız. Bildiri taslağımızı da yansıtıldığı üzere
Türkistan'da düzenleyeceğimiz müteakip zirveye kadar mekanizmanın tesisine
ilişkin anlaşmanın imzalanması yönünde gereken talimatları vereceğinize
inanıyorum.
2021 yılındaki İstanbul zirvesinde mutabık kaldığımız akıllı
şehirler ve yeşil teknolojiler kapsamında dayanıklı ve sürdürülebilir kalkınma
hedefleri doğrultusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Semerkant zirvesinde ticaretimizi ve ekonomik bütünleşmemizi
artıracak önemli adımlar attık. Kuruluş anlaşması bugün imzalanacak Türk
Yatırım Fonu'nun oluşturulması bu adımların başında geliyor. Fon sayesinde
KOBİ'lere, kalkınma projelerine, ulaştırma ve lojistik zincirlerine, alt yapı
projelerine, tarım ve turizm alanlarındaki yatırımlara ve yenilenebilir enerji
çalışmalarına destek sağlanacaktır. Tüm bu alanlarda firmalarımızın finansmana
erişimi kolaylaşacak, bölge içi ticarette teşvik edilecektir. Bu süreçteki
kıymetli destekleriniz ve katkılarınızdan dolayı sizlere teşekkür ediyorum.
Semerkant zirvesinde ticaret ve ulaştırmanın geliştirilmesi için imzalanan
belgelerin de hızla hayata geçirilmesini arzu ediyoruz. Enerjinin
sürdürülebilir bir şekilde tedariki ve enerji fiyatlarının makul seviyelere
çekilmesi ekonomilerimiz için büyük önem arz ediyor. Bugüne kadaır Hazar
havzasında Türk dünyası ülkeleri ile petrol, doğal gaz ve elektrik alanlarında
kapsamlı projeleri başarıyla hayata geçirdik. Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı 16
senedir Azerbaycan, Türkmenistan ve Kazakistan petrolünü dünya piyasalarına
kesintisiz şekilde taşıyor.
Belkemiğini TANAP'ın oluşturduğu güney gaz koridoru
sayesinde Türk devletleri Avrupa'nın enerji güvenliğinde anahtar konuma gelmiştir.
Türk Devletleri Teşkilatı olarak bölgesel ulaştırma ve tedarik zincirlerinin
geliştirilmesi yanında enerji güvenliğinin sağlanmasında da stratejik rol
üstleneceğimize inanıyorum. Doğu-batı arasındaki ticarette ortak çabalarımızla
hayata geçirdiğimiz orta koridor artık güvenilir bir alternatif sunuyor.
Önümüzdeki dönemde bu tür stratejik projelerin sayıları daha da artacaktır.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin de aramıza katılmasıyla
aile meclisimiz artık daha da güçlendi. Teşkilat olarak Kıbrıs Türk halkına
güçlü ve kararlı desteğimizi somutlaştırdık. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin
tanınması ve Kıbrıs Türkü kardeşlerimizin maruz kaldığı kısıtlamaların
kaldırılması için verdiğimiz mücadeleyi sürdüreceğiz. Ukrayna'daki savaşın bir
an önce adil ve kalıcı bir barışla sonlandırılması için diplomatik
girişimlerimiz başından beri devam ediyor. Rusya Devlet Başkanı Sayın Putin ve
Ukrayna Devlet Başkanı Sayın Zelenskiy ile düzenli temas halindeyim. Aracılık
ettiğimiz Karadeniz Tahıl Mutabakatı ve kapsamlı esir değişimi tarafların ortak
zeminde buluşabileceklerini göstermiştir. Tarafların müzakere masasına geri
döndürme gayretlerimizi sonuna kadar sürdüreceğiz.
HABER MERKEZİ