AÇLIK SENDROMU

Herkes zamandan şikayetçi. Her gün karnını doyurduğu halde açlığı bir türlü geçmiyor. Hayal ettiği şeylere sırayla ulaştığı halde eksiği hiç bitmiyor. Gündemi takip edip her şeyi satın alsa da bir şeyi hep eksik.

***

Psikoloji böyle bir şey. Bana bir gün yetmiyor derken, ertesi günü yatarak geçirebiliyor. Zaman en değerli hazinemiz. Bugün içinde bulunduğumuz yaş kadar daha yaşayacağımızın garantisi yok. Ama mutlu olamıyoruz.

***

‘Bana Bi Sade’ kitabında ne diyordu Selen Baranoğlu “Her eşya kendi stresini de beraberinde getiriyor. İşin aslı, eşyaya verdiğimiz önem ve değer arttıkça sahip olduğumuz o eşyalar bizi ve hayatımızı ele geçirmeye başlıyor.

***

Hareketlerimizi yönlendiriyor, bütçemizi zorluyor, zamanımızı çalıyor, enerjimizi harcıyor. Kısacası, sahip olduklarımız bize sahip olmaya başlıyor. Zaten bütün problem de bu noktada ortaya çıkıyor.”

***

Tercih ettiğimiz hayatı yaşıyoruz aslında. Kitapta da anlatıldığı gibi önem verdiğimiz şeyler öncelikle zamanımızı çalıyor, sonrasında da bize sahip oluyor. Hayatımızı neyle doldurmak istediğimiz bize kalmış.

***

Farkında olarak veya olmayarak önceliklerimiz bizim yaşamımızı oluşturuyor. Konforlu bir hayat yaşayarak kendimizi geliştirmek de bizim elimizde, popülist güncel yaşama kendimizi kaptırıp mutsuz olmak da.

***

Kapitalist düzen diye adlandırılan ‘harcadıkça mutlu olursun’ dayatması ile yaşamımızı da harcatıyorlar bizlere. En başta zamanımızı sonra da bütçemizi bitiriyor. Eşyaya yapılan yatırımla mutlu olma şansı yok insanoğlunun.

***

Biraz geriye çekilip kendimize bir daha bakabilirsek daha net görebiliriz belki de. Uyanmak da bizim elimizde, sürü psikolojisi ile hareket etmek de. Genel olarak sürü psikolojisi ile hareket ediyoruz.

***

Dünyaya dayatılan aynı şeye ye, aynı şeyi giy, aynı şeyleri al, aynı şeyleri izle mantığında herkes tek tip aslında. Ama okuyan, araştıran, anlayan, sorgulayan bir birey olmak bizim elimizde.

***

İşte o zaman bir şeyleri görüp algıladığımızda sürüden ayrılabiliriz. Kendimiz olabilmemiz için öncelikli olarak durumu algılamamız lazım. Teşhis olamadan tedavi olmuyor. Çünkü bu hayat bizim ve tekrarı yok.

***

Gündelik yaşamdaki bu kısırdöngüden kurtulmanın bir yolu yok mu peki? Var tabi ki. İnsanın en büyük bilinçlenmesi ve iç huzuru yaşamasının tek bir yolu var. Bu da sadece maneviyatla mümkün olabilir.

***

Kendi imkanlarında her şeye sahip olup mutsuz o kadar çok birey var ki. Bir türlü çözülemeyen insanın içindeki o büyük boşluğun sebebi maneviyat eksikliği. Ne kadar çok şey satın alsan da ne kadar çok şeye sahip olsan da doldurulamayan o boşluk.

***

Mutluluk için maneviyat gerekiyor, teslimiyet gerekiyor. Mutluluk için tüketmek değil kendimizi doğru beslememiz gerekiyor. Bilinçli Müslüman önce bakış açısını değiştirir, sonra da ruhunu doğru besler.